Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD terör örgütünü tercih etti bile

ABD terör örgütünü tercih etti bile


Şu günlerde Türkiye’den ABD’ye sıkça ziyaretler gerçekleştiriliyor. Bu ziyaretlerin ana sebebi de Suriye’de meydana gelen gelişmeleri, FETÖ, DAEŞ, PKK ve PYD’yi ABD’li yetkililere anlatmak ve ABD’nin Türkiye’nin taleplerine müspet karşılık vermesini sağlamak. Şimdiye kadar Türkiye ABD yönetimini istekleri doğrultusunda ikna edebilmiş değil. Görünen bu. Aslında, ABD yönetiminin Suriye’deki gelişmeleri ve Türkiye’nin isteklerini şimdiye kadar anlayamamış olduğundan bir terör örgütünü Türkiye’ye tercih ediyor değil. Türkiye’nin ne dediğini, ne istediğini ve bu isteklerinde de haklı olduğunu ABD yöneticileri çok iyi biliyorlar. Ne var ki, onların Suriye’ye biçtikleri şekil ile Türkiye’nin yaklaşımı farklı. Hedeflerde farklılık olunca biz ne kadar anlatmaya çalışırsak çalışalım gayretlerimiz karşılıksız kalıyor.
Mesela, Türkiye PYD’yi PKK’nın Suriye kolu olarak nitelendiriyor ve iki örgüt arasında bir fark görmüyor. Peki, ABD PYD’nin de PKK gibi bir terör örgütü olduğunu bilmiyor, göremiyor mu Bilmiyor demek doğru bir yaklaşım olmayacağı gibi kendimizi kandırmaktan öte bir yaklaşım olmaz. Biz Irak’tan sonra Suriye’de de sınırımızda ikinci bir Kürt otonom bölgesi olmasını istemiyoruz ABD ise Irak’ın işgalinden bu yana bu iş için uğraşıyor. Yani onların hedefi kendi kontrollerinde Irak’tan sonra Suriye’de de bağımsız bir Kürt bölgesi oluşturmak. Böylece bölgeye yönelik hedeflerinin gerçekleşmesinde bunu önemli görüyorlar. Irak ve Suriye konusunda ABD ve koalisyon ortakları aynı çizgide ve görüşte birleşirlerken Türkiye buna karşı çıkıyor. Böyle olunca, ‘ABD’nin Türkiye’yi bir terör örgütüne değişmez’ yaklaşımı gerçekçi değildir. Çünkü her seviyeden ABD yöneticileri ısrarlı bir şekilde Türkiye’nin PYD değerlendirmesine katılmadıklarını, PYD’yi bir terör örgütü olarak görmediklerini ifade ediyorlar. Peki, PYD’yi terör örgütü olarak görmüyorlarsa ne olarak, neyin temsilcisi olarak görüyorlar Bunu tam olarak ifade etmiyorlar ama niyetlerinin PYD eliyle Suriye’de yeni bir yönetimin hayata geçirilmesi olduğunu, bunun için aralarında açıklanmayan bir anlaşmanın bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Böyle olunca Türkiye’den her seviyeden ABD’ye giden yönetici ve siyasilerin günlerce kapı kapı dolaşarak Türkiye’nin taleplerinin doğruluğunu ve gerekliliğini anlatmaya çalışmalarından ciddi bir sonuç çıkacağını sanmak muhatabımızı bilmemek ve anlamamak anlamına gelir.
Kaldı ki, ABD ile aramızda sadece PYD’ye bakış farklılığı yok. Gülen’in iadesi konusunda da farklı noktalarda olunduğu açıkça görülüyor. Yaklaşık iki aydan beri ABD tarafı ısrarlı bir şekilde Gülen’in iadesini gerekli kılacak belge gönderilmesini istiyor. Bu da gösteriyor ki ABD Gülen’in iadesi konusunda da farklı bir noktada bulunuyor. Ayrıca, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu ısrarlı bir şekilde dile getirilirken, darbenin lideri durumundaki Gülen’i iade etmesi kolay olmayacaktır. Çünkü mesele sadece Gülen’in iadesinden ibaret değildir. ABD dünyanın her köşesinde özellikle de bölgemizde maşalar kullanıyor. Bu maşalar ister istemez pek çok ülkeyi rahatsız ediyor. Böyle olunca Gülen’i Türkiye’ye iade etmesi bir maşanın ipini çekmesi anlamına gelir ki, bölgemizde ABD ile birlikte hareket eden örgütler böyle bir durumdan rahatsız olacak, ABD’ye güvenlerini yitireceklerdir. Bunun için ABD Gülen’in iadesi konusunda ayak sürümekte, işi yokuşa sürmektedir. Kaldı ki, Türkiye ile ABD arasında Suriye konusundaki görüş ayrılığı sadece PYD ile de sınırlı değildir. Türkiye yıllardan beri sınırımızın ötesinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasını istemesine rağmen bu istek ısrarlı bir şekilde geri çevrildi. Bu konudaki ABD tutumu bugün de değişmiş değildir. Bu bakımdan TSK hızlı bir şekilde IŞİD’e yönelik hareketini sürdürüyor ve geniş bir alanda kontrolü ele geçiriyor olsa da, bir noktadan sonra ABD mutlaka devreye girecektir. Yani, Suriye ve Irak’taki müttefiklerini (maşalarını) yalnız bırakmaktan kaçınacaktır. ABD ile Türkiye’nin Suriye’ye bakışı aynı noktada birleşmiş olsa olayları çok kısa zamanda durdurmak, Suriye’de barışı hâkim kılmak mümkün olacaktır. Ne var ki, Türkiye Suriye’de barış isterken ABD bunu istememektedir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi