AK Parti nihayet MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ateşlemesiyle yeni anayasa konusunda bir hamle daha yapıyor. Aslında yeni anayasa konusu hep gündemde oldu. Özellikle son 14 yıldır seçim kampanyalarının ana gündem maddesini yeni anayasa hazırlanması oluşturdu, bu hususta millete söz verildi. Ne var ki seçimlerin ardından konu bir süre gündemde oldu daha sonra partiler arasında uzlaşma sağlanamadığı için yeniden rafa kaldırıldı. Bu dönem içinde AK Parti gerçekten yeni bir sivil anayasa hazırlamak istiyorsa Meclis’te temsil edilen partilerin uzlaşmasından vazgeçmesi gerektiğini, yeni bir anayasa hususunda dört partinin uzlaşarak bir sonuç almasının mümkün olamayacağını bu köşede çeşitli kereler dile getirdik. Aslında özgürlükler konusunda partiler arasında bir uzlaşma sağlanabilmesi yeni anayasa hazırlanması için faydalı olurdu ama Türk siyasi hayatının geçmişi hatırlandığında bir yandan özgürlük şarkıları söyleyen bazı parti ve grupların darbecilere sivil destek oluşturduğu, darbecilerin hazırladığı anayasalar sayesinde halkın vermediği iktidar gücünü bürokrasi sayesinde ellerinde tuttukları hatırlandığında demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda partilerin anlayışları arasında farklılıklar vardı. Böyle olunca da Meclis’te temsil edilen partilerin uzlaşması ile yeni özgürlükçe ve sivil  bir anayasa yapmanın mümkün olamayacağını daha işin başında görerek  yeni anayasanın Meclis’te kabulünü sağlayacak bir arayış içine girilebilir, ardından da Meclis’ten geçen metin halk oyuna sunulurdu. Böylece bunca zaman kaybedilmiş olmazdı. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, başkanlık sistemi tam olmasa bile yarı başkanlık sistemi uygulanıyor ama yürürlükteki anayasa parlamenter sistemi öngörüyor. Yani, bugün yeni bir anayasa yapılabilir ve başkanlık sistemi öngörülecek olursa aslında fiili durum hukuki bir zemine oturtulmuş olacaktır. Meseleye bu açından bakıldığında mevcut uygulamanın anayasaya aykırı olduğunu söylemek bile mümkün
 
Her şeye rağmen Bahçeli’nin çağrısına Başbakan’dan gelen cevap yıllardır sürüncemede bırakılmış bir konunun neticelendirilmesi ümidini canlandırmıştır. Ümit canlanmıştır ama yeni bir anayasa metni henüz ortaya çıkmamış olduğu için iktidar partisinin getireceği yeni anayasa metninin tüm maddelerine MHP’nin evet deyip demeyeceği belli değildir. Bu noktada Başbakan Yıldırım’ın yaklaşımı bu defa işin sonuç vereceğini gösteriyor. Çünkü 10 gün gibi kısa bir sürede yeni anayasa metni hazırlayıp özellikle MHP ile bu konuda temasa geçeceklerini, onların görüşlerini de alarak yeni metni Meclis’e sunacaklarını belirtmiştir. Görünen bu defa sanki yeni anayasa bütün olarak gündeme gelecek en azından tartışmalar metnin bütünü üzerinde olacaktır. Hâlbuki şimdiye kadar kurulan komisyonlarda yeni anayasa madde madde ele alındı, üzerinde uzlaşılan 60 maddenin Meclis’e sevk edilmesi söz konusuydu ama CHP yeni anayasa bir bütün olarak Meclis’e gelmediği takdirde üzerinde uzlaştıkları maddelere de destek vermeyeceklerini açıklayınca o değişiklikte yapılamamıştı. Bu defada uzlaşma söz konusudur ama bu defa sadece MHP ile uzlaşma arayışına girileceği için yeni anayasanın Meclis’e sevki daha kolaylaşacaktır. Ancak, olayın bazı gazetelerin takdim ettiği gibi sadece başkanlık sisteminin önünü açacak bir anayasadan ibaret kalması halinde yapılan iş eksik olacaktır. Çünkü Türkiye’nin tek sorunu parlamenter sistem değildir. Siyasete siyaset dışı güçlerin müdahalesi ülkemizi hep çıkmaza sürükledi. Bu bakımdan tüm maddeleri ile yeni sivil ve özgürlükçü anayasa yapılmasına ihtiyaç vardır. Dileriz Bahçeli’nin son hamlesi yeni sivil anayasanın önünü açar, bu arada da mevcut uyguluma hukuki bir zemine kavuşturulmuş olur.