Makas değiştirmeyin ama yol bitti
TBMM Başkanvekili AK Partili Ayşe Nur Bahçekapılı’ya Almanya’da yapılan küstahlığın haberi ile Başbakan Yıldırım’ın Rusya ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklama dünkü gazetelerde yan yana başlıklarla yer aldı. Başbakan Yıldırım, Rusya ile ilişkilerimizde gelinen noktayı, ‘Yeni bir dönemin başlangıcı’ olarak nitelendirirken, Şanghay Beşlisi ile ilişkilerin geliştirilmesini, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Şanghay Beşlisi yanında yerimizi alabiliriz” açıklamasının ardından yaşanan gelişmeleri, “Türkiye makas değiştirmiyor” şeklinde değerlendirmiş. Avrupa Parlamentosu’nda alınan Türkiye ile müzakerelerin dondurulması (askıya alınması) tavsiye kararının ardından Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, AB Bakanı’ndan Dışişleri Bakanı’na kadar her seviyeden yapılan açıklamalarda alınan kararın haksızlığı vurgulanıyor, bu tür bir tavrı Türkiye’nin hak etmediği, bunun ötesinde ısrarlı bir şekilde Türkiye’nin AB’ye mecbur ve mahkûm olmadığı ifade ediliyordu. İşte bu açıklamalar arasında Şanghay Beşlisi güdeme geldi ve adeta AB’ye, ‘Tek alternatif değilsiniz’ resti çekildi. Bu açıklamaların haklı ya da haksız olduğu hakkında farklı görüşler ileri sürülebilir. Ancak, hemen belirteyim ki AB’ye rest çekilmiş ya da meydan okunmuşsa bunda Türkiye’nin haklı olduğunu söylemek gerekir. Yani, tepkiler yerden göğe kadar haklıydı, hatta daha ileri gidilebilir mesela AB Bakanlığı kaldırılabilir. Söz konusu açıklamalar toplumun büyük bir kesiminin yüreğine su serpmişti.
Çok geçmeden yukarıya başlıklarını aldığım açıklamaların medyaya yansınası, hem de TBMM Başkanvekilimiz Ayşe Nur Bahçekapılı’nın teröristlere kucak açan, ülkelerine giriş-çıkışlarda hiçbir zorluk çıkartmayan Almanya’da saatlerce havaalanında bekletilmesi, kısacası saygısızlığa uğradığı bir günde, “Türkiye makas değiştirmiyor” denilerek AB’ye hâlâ yeşil ışık yakılıyor olması üzüntü vericidir. Sayın Bahçekapılı’nın, “Bu saygısızlık bana değil ülkeme yapıldı” değerlendirmesi ile ‘Türkiye makas değiştirmiyor ifadelerinin gazetelerin aynı sayfalarında aynı gün yer alması üzüntüyü daha da artırıyor.
Bu noktada insanın Almanya ya da bir başka AB ülkesinde Türkiye’ye karşı hiçbir tavır değişikliğinin olmaması acaba, Türkiye’den yapılan açıklamalarda makas değiştirmediğimiz yönündeki ifadelerin, “Kapınızdan ayrılmaya niyetimiz yok” şeklinde tercüme ediliyor olmasının bir rolü var mı sorusu akla geliyor.
Akla başka sorular da geliyor. Söz gelimi AB ile yaşanan bunca olumsuzluklara rağmen bu ülkeyi yönetenler gerçekten hâlâ AB yolunda ilerlemeyi sürdürmek istiyorlar da arada bir rest çekme anlamına gelen açıklamalar toplumdaki öfkeyi hafifletmek için mi yapıyorlar. Hemen belirtelim ki, Türkiye’den AB’ye giden tren için yol bitmiş durumdadır. Bir süre sonra tren raydan çıkacak ve devrilecektir. Kısacası Türkiye’nin150 yıldır yürüdüğü Avrupa (Batı) yolu artık bitmiştir ve makas değiştirilmesi mecburiyeti vardır. Ancak, bu makas değiştirildiği takdirde Şanghay Beşlisinin bir mecburiyet olmadığı unutulmamalıdır. Bizler için makas değiştirmenin zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Ancak, ilk akla gelmesi gereken İslam Birliği olmalıdır. Şanghay Beşlisi ise birlikte yaşamak durumunda olduğumuz dünyada elbette ilişkilerimizde çıkarlarımızı korumak için bir alternatif olabilir. Yoksa AB ile Şanghay Beşlisi arasında fazla bir fark yoktur. Bunu ayrıca zaman da gösterecektir. Kaldı ki, yıllardan beri Suriye’de yaşananlarda ve akıtılan Müslüman kanında ABD ve AB ülkeleri kadar Rusya’nın da payı vardır. İki tarafta Müslümanlara vuruyor, iki tarafta kan içici terör örgütlerine destek veriyor. Özellikle Halep’te yaşanlar ve gelinen noktaya rağmen şimdiye kadar Rusya’nın bir adım atmamış olması da gösteriyor ki Müslümanların karşısında ortak bir Batıl cephe oluşturulmuştur. Bu cepheye karşı Hakk’ı üstün tutan veya tutması gerekenlerin ortak hareket etmeleri mecburiyeti vardır. Bu işin vagonlar raydan çıkıp devrilmeden önce yapılmasında yarar vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.