Şehir hayatını çekilmez hale getiren kural tanımamazlık
Büyükşehirlerin giderek yaşanmaz hale geldiği hususunda bir görüş birliği oluşmuş durumda. Buna rağmen sebepler üzerinde durulmuyor, gerekli tedbirler alınmıyor. Alınan tedbirlerin uygulanması da gerektiği gibi takip edilmiyor. Akla ilk önce kırsal kesimden şehirlere göçün önlenmesi, azaltılması, bunun için kırsal kesimin yaşanır hale getirilmesi gerekiyor. Ne var ki, uygulanan politikalar bunun aksini gösteriyor. Her ne ise derdim kırsal kesimden göçler değil. Zaten bundan sonra kırsal kesimden göçler en aza indirilse bile büyükşehirlerde hayatın kolaylaştırılması çok zor. Özellikle de kuralsızlık önlenemediği sürece sağlanması mümkün değil.
Her gün evden işe gitmek için 50 gidiş 50’de geliş 100 kilometre yol kat ediyorum. Bu yolu 45 dakikada gitmem mümkün olduğu gibi 2.5 saatte gidebildiğim günlerde oluyor. Hatta 45 dakikada gittiğim günler çok az. Ortalama 1-1,5 saatim gidiş, bir o kadar da eve dönüş için yolda geçiyor. Büyükşehirde yaşıyorsanız bunu göze alacaksınız, Büyükşehir hayatının çekilmezliğinden sıkılıp kendisini sakin bir yere atmış olsanız da bu defa da eski alışkanlıklarınız size gittiğiniz o sakin yerleşim yerini sıkıcı hale getiriyor. Bu bakımdan büyükşehri terk etmek de çözüm değil. Böyle olunca göçü mümkün olduğunca aza indirmenin tedbirleri alınırken büyükşehirlerde bir takım kurallara işlerlik kazandırmak gerekiyor. Bizde aslında sıkıntısı kuralsızlıktan değil, kuralların uygulanmayışından kaynaklanıyor. Hatta, söz gelimi siz trafik kurallarına uyma konusunda hassasiyet gösteriyor olsanız bile kural tanımazlar sebebiyle daha işe varmadan sinirleriniz altüst olmuş stres yüklenmiş oluyorsunuz. Bu hususta birkaç misal vermek istiyorum.
İki gün önce yaşadığım bir örnek vermek istiyorum. Her günkü güzergâhtan işe giderken o güne kadar çok nadir yaşadığım bir trafik yoğunluğu ile karşılaştım. Oğlum bir kaza olması ihtimalini dile getirdi. Gerçekten kazalar sıkça oluyor ama kilometrelerce yol tıkanmıyordu. Yaklaşık bir saati aşkın sürenin sonunda geldiğimiz noktada bir trafik kazası olduğunu gördük. Ancak, kaza gittiğimiz istikamette değildi. Karşı yöndeydi ama bu kaza sebebiyle bizim gittiğimiz istikamette yol tıkanmıştı. Kaza olan yeri biraz geçtikten sonra rahatlıkla arabalar 80 kilometre hızla gidebiliyorlardı.
Karşı yönde meydana gelen kaza bölünmüş ve en az 4 şeritli bir yolda trafik niçin tıkanmış olabilirdi? Hemen belirteyim, kazanın olduğu yere gelince direksiyon başındaki insanların akan trafikte kazayı seyretmek arzularıydı. Hızla akan trafikte vasıtalar birden bire 20-30 kilometre hıza inince kazalara sebep olmaları bir yana trafik bir anda kilitleniyor ve açılması uzun zaman alıyordu. Bu olayın kural tanımamazlıktan başka izahı olabilir mi? Diyelim ki insanımızın merakı onu kural tanımazlığa itiyor, hemen yolun öbür tarafından çok sayıda polis kaza sebebiyle bulunuyorken iki tanesini bu tarafa göndermek niçin kimsenin aklına gelemez.
Ayrıca, dönüş ve şerit değiştirmeler için tüm otomobillerde bulunan sinyal lambalarını çok az sayıda sürücünün kullanıyor olmasının izahı var mı? İşin garip tarafı sinyal vermeden sağınızdan ve solunuzdan gelip önünüze kıran sürücüyü ikaz etmeye kalktığınızda, ”Siz polis misiniz?” çıkışı ile karşılaşmanız söz konusudur. Yani, kural ihlali yapanlara hatalarını hatırlatmaya kalktığınızda sabah işinize, akşam evinize ulaşmanız çoğu zaman mümkün olmaz. Bunun dışında hemen her gün yolda oradan oraya makas atanlar işin cabası. Şehir trafiğini çekilmez hale getiren bir başka husus ise minibüsler ile halk otobüslerinin tüm yolu kendilerine ait kabul etmeleri, istedikleri yerde durma haklarının olması da işin bir başka boyutu. Hâlbuki Ankara’da dolmuşların sefere başladığı ilk yıllarda belediye otobüsleri gibi onların da yolcu indirme-bindirme durakları vardı. Yolcular buralarda bekler, şoförler de buralarda yolcu indirir ve bindirirlerdi. Şimdilerde her yer durak haline gelmiş durumda. Kısacası, kurallar herkese aynı şekilde uygulanmadığı sürece istediğiniz kadar yasa çıkartın hayatı düzene koymaya yetmiyor. Bu sebepledir ki, 5 şeritli bir yolda sıkça 5-6 aracın katıldığı kazalarla karşılaşılıyor. Bu durum hem can ve mal kaybına yol açarken hem de büyükşehir insanı ruh sağlığını kaybediyor. Hâlbuki bunu önlemek imkânsız değil. Toplumda kurallar herkese aynı şartlarda uygulanır hale gelmesi düzensizliği sona erdirmese bile en aza indirilebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.