Suriye’de başta ABD ve Rusya olmak üzere AB ülkeleri arasında tam bir çıkar çatışması sürüyor. Ancak, çoğu zaman bu sömürgeci güçler aralarında rahatlıkla bazı mutabakatlara varabilmekte, birbirlerine zarar vermeden Suriye’de paylarına düşen yerlerde hâkimiyet sağlamanın peşindeler. Bu mutabakatlar sadece ABD, Rusya ve AB ülkeleri arasında sağlanmıyor. Aynı zamanda alanda faaliyet halindeki terör örgütlerinin kullanılması hususunda da birlikte hareket ediyorlar. Suriye’deki çatışmalardan doğrudan zarar gören ülke Türkiye olmakla birlikte ısrarlı bir şekilde özelikle ABD ve AB ülkeleri ülkemizi Suriye’de devre dışı bırakma hususunda birlikte hareket ediyorlar. El Bab’dan sonra ÖSO ile birlikte  Münbiç’e  yönelinmesi karşısında sergilenen telaş ve Türkiye’nin önünün sömürgeci güçlerce birlikte kesilmesi, bu iş yapılırken de terör örgütlerinin alan kazanmasına imkan verilmesi ister istemez Suriye’de yaşananların ve gelen haberlerin değerlendirilmesinde çok dikkatli olmayı gerektiriyor.

 

Geçtiğimiz Perşembe gecesi Halep’in Etarip ilçesindeki Cina köyünde cami yatsı namazı kılınırken bombalandı haberleri Cuma günkü gazetelerde saldırının Rus uçakları tarafından geçekleştirildiği şeklinde verildi. Haber genellikle medyada, “Halep’te namaz vakti camiyi bombaladılar” başlığı altında yer aldı. Haberlerde ölü sayısı konusunda farklı rakamlar veriliyordu. Belli ki haber konusunda bir netlik yoktu. Ama gazetelerde yer alan haberlerde ortak nokta saldırının bir Suriyeli muhalife atfen Rus uçakları tarafından yapıldığıydı. Ancak, ertesi günü yani Cumartesi günkü gazetelerde camiye saldırının ABD tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyordu. Haberler genellikle “Cami katliamının arkasından ABD çıktı” başlığı atında verilirken bazı gazeteler ise “Camiye saldırıda Amerika şüphesi” başlığını tercih ediyorlardı. Müslümanlar bir gün boyunca camiye saldırının Rus uçakları tarafından gerçekleştiği bilgisi ile oyalanmış ardından Amerika çıkınca bir gün önce yanlış bilgi verilmiş olmasından dolayı okuyucudan özür dilemeye gerek duyulmadan ya cami saldırısı “ABD katliam yaptı” ya da  başlıkta ABD’den hiç söz etmeden, “El Cine’de katliam” veya “Cami katliamında El Kaide yalanı” başlıkları tercih ediliyordu.

 

Tüm bunları sıralarken atılan başlıklarda ille de bir kasıt ya da çarpıtma arıyor değilim. Ancak, Suriye’den gelen haberlerin kendi kaynaklarımızdan doğrulatılmadan bir takım bilinmeyen kimselere atıfta bulunarak verilmesi toplumu yanlış yönlendirebileceğine, dost ve düşmanların birbirine karıştırılmasına sebep olacağına dikkat çekmek istiyorum.

 

Gelinen noktada artık net bir şekilde biliyoruz ki, El Bab’a yönelik harekatın başarı ile sonuçlanması ABD ve koalisyon güçlerini özellikle telaşlandırmış ve Münbiç yolunda ÖSO ve TSK’nın önü kesilmiştir. Böyle olunca Suriye’de Rusya ile varılan bazı mutabakat sonucu etkili Suriye’deki konumunu koruyan Türkiye’de Rusya’ya yönelik tepkilerin oluşmasının önünü açacak haberler karşısında dikkatli olunması gerekiyor. Bunu söylerken Rusya’ya her konuda güvenilebileceğini söylüyor değilim. Ancak ABD ve koalisyon güçlerine hiç güvenilemeyeceği artık net bir şekilde ortaya çıktığına göre, Suriye’de oluşan dengeleri bozmaya yönelik bir takım kaynaklardan gelecek haberleri süzgeçten geçirmek durumundayız. Görünen o ki, atık klasik dost ve müttefik olarak ilan ettiğimiz ABD ve AB ülkelerine yönelik birliktelikler ülkemiz aleyhine sonuçlar veriyor. Böyle olduğu için Türkiye özellikle Suriye konusunda Rusya ile birlikte hareket etme ihtiyacı duymuştur. Ne var ki, bazı medya organları neden bilinmez her fırsatta Rusya ve İran aleyhine haberleri sayfalarına ısrarlı bir şekilde taşıyorlar. Böyle olunca da sanki Türkiye için ABD ve koalisyon güçleri ile birlikte olmak mecburi istikamet görünümüne bürünüyor. Bugüne kadar mecburi istikamet olarak ABD ve AB gösterildi ve kabul edildi ama bundan hep zarar gördük. Sözünü ettiğimiz ABD ve AB ülkeleri terör örgütleri elamanlarına kol kanat geriyorlar. Terör örgütlerini Türkiye’nin dostluğuna tercih ediyorlar. Bir bakıma Türkiye’yi dışlıyorlar. Böyle bir noktada Rusya ile kurulmuş iyi ilişkilerin tahkik edilmemiş yanlış haberlerle zedelenmesine meydan vermemek gerekiyor. Çünkü Suriye’de çoktan beri at izi it izine karışmış durumda.