“YPG Planı Trump’a ait değil!..”
Başbakan Yıldırım, İngiliz gazetesi Financial Times’ın internet sitesinde yayınlanan röportajında YPG’ye ABD silah yardımı konusunda, “Ne yazık ki bu taktiksel plan bu yönetime ait bile değil, önceki hükümete geri gidiyor” demiş. Doğru bir tespit olmakla birlikte YPG’yi muhatap alan, her türlü silah desteğinin artırılarak sürdürülmesi kararını imzalayan bugünkü Başkan Trump değil mi? Planın eski Başkan Obama döneminden bugünkü Başkan’a intikal etmesi Trump’ı aklar mı? Devletlerde devamlılık esas olduğuna göre özellikle de ABD dış politikasında başkanların değişmesine göre çok fazla değişiklik oluşmadığı da düşünüldüğünde YPG’ye silah sevkıyatının devamının kararlaştırılmış olmasının sorumlusunun ABD olduğu gerçeğini değiştirir mi? Bir başka ifadeyle Ortadoğu’nun yeniden tanzimini esas alan Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulanmakta olduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı? ABD’nin sömürgeciliğini gizler mi? Yıllardan beri başta NATO ittifakı olmak üzere dünyanın her köşesindeki gelişmelerde birlikte hareket ettiğimiz ABD’nin bir terör örgütünü Türkiye’ye tercih ettiği gerçeğini ortadan kaldırır mı? Soruları çoğaltmak mümkün.
Dünyanın tek kutuplu hale gelmesi, ABD’nin tek başına dünya jandarmalığına soyunmuş olması, Soğuk Savaş döneminde gizlenen gerçek yüzlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Soğuk Savaş yıllarında Türkiye’de Marksist solcular dışında ABD’ye yönelik tavır sergileyen pek yoktu. Hatta sağcı olmak Amerika’nın safında yer almakla eş anlamlı hale gelmişti. Bir başka ifadeyle ABD’nin ülkemizi komünizmin yayılmacılığına karşı koruduğunu, koruyacağını ifade ediyordu. Diyebiliriz ki iki kutuplu dünyada ABD ile Rusya birbirlerine dünyayı sömürme hususunda destek veriyorlar. Rusya’nın korkuttuğu ülkeler ABD’nin, ABD’nin korkuttuğu ülkeler de kendilerini Rusya’nın kanatları altına atıyorlar, her iki sömürgeciye sığınanlarında sömürülmesi devam ediyordu. Ancak, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile sömürgecilerin yüzündeki peçe düştü ve gerçek yüzleri ortaya çıktı. Bu bakımdan bugün ABD ve NATO ile ilgili olarak bir referandum yapılsa, toplumun çok büyük bir bölümü ABD ve NATO ile ilişkilerin gözden geçirilmesi, hatta NATO’dan çıkılması, İncirlik Üssü’nün kapatılması yönünde oy kullanacaktır. Bunun sadece benim tahminim olmadığını, yapılan bir araştırmanın soncuna dayandığını belirtmek istiyorum. Cuma akşamı TV5’te yayınlanan Aykırı Gündem programında araştırmayı yapan şirketin sahibi İncirlik Üssü’nün kapatılmasını isteyenlerin oranının yüzde 90’ırn üzerinde olduğunu söyledi. Bu bakımdan terör örgütü PKK/YPG’ye ABD’nin silah sevkini sürdürmesi planının hangi ABD yönetimine (Başkanı) ait olduğu önemli değil. Önemli olan ABD’de kim başa gelirse gelsin bölgemize yönelik bu ülkenin politikasının esasını İsrail’in güvenliğinin sağlanması ve Büyük İsrail hayalinin gerçekleşmesine destek ile bölgemiz ülkelerinin daha da küçük parçalara ayrılması oluşturuyor.
Kısacası, ABD’nin özellikli İslam ülkelerine yönelik eylemlerinin demokrasi, özgürlük ve insan haklarının hâkim kılınması gibi iddialarla bir ilgisi olmadığını artık herkes gördü. Görmeyenlerin de görmesi gerekiyor. Bu bakımdan artık Türkiye’nin Soğuk Savaş yıllarından bugünlere gelen ABD yanlısı politikalarını gözden geçirmesi, yeni şartlara göre kararlar alması ve adımlar atması gerekiyor. Bu adımların başında ülkemizdeki ABD üslerinin kapatılması ya da bu yönde bir adımın atılabileceği hususunda kesin bir tavır sergilenmesi gerekiyor. Bu hususta toplum hazırdır. Artık bu ülkede bazı eski solcular(!) ve bir takım çıkar grupları hariç ABD’ye yönelik politikaları kimse tasvip etmiyor. Yani, eğer bu ülkede halkın dediği oluyorsa/olacaksa halk bu hususta hazırdır. Önemli olan sömürgecilere karşı hakkı esas alan bir alternatifin oluşturulmasıdır. Bu alternatifin ilk adımı D-8 olarak hayata geçirilmiştir. ABD’nin gönlünü yapmak için sarf edilen gayretin çok azı İslam Birliği için sarf edilebilirse bu alternatif gerçekleşebilecektir. Yeter ki, şu Batı hayranlığından kurtulabilelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.