Suriye’de kimin eli kimin cebinde?
Görünen ve söylenenlere göre Suriye’de yakın zamana kadar Rusya, Esed’i destekliyor, ABD ise YPG/PKK ile birlikte hareket ediyordu. Buna karşılık Esed’in düşürülmesi gibi bir planı da yoktu. Ancak bu görüntünün zaman zaman farklılık gösterdiği de biliniyordu. İşin özü ise Suriye’de ABD ve Rusya’nın çıkarlarının peşinde koştuğu, özellikle de Suriye’nin geleceğine yönelik bir anlaşma içinde olduklarıydı. Ancak son günlerde sanki bu denklem değişmiş gibi bir hava estiriliyor, daha doğrusu medyada böyle bir hava esiyor. Belli ki, medya farklı kaynaklardan aldığı bilgiler çerçevesinde farklı tavır sergiliyor. Haber kaynaklarının farklılığı ister ister çelişkili haberlerin yayılmasına vesile olacaktır. Hatta Suriye’de çıkar mücadelesi veren güçlerin istihbarat örgütleri dünya kamuoyunun kafasını karıştırmak için bilerek farklı haberler sızdıracaktır.
Suriye’de işin başından beri ABD ve Rusya karşı karşıya gelmedi. Hatta, Suriye’nin paylaşılması hususunda varılan mutabakat çerçevesinde birbirlerine destek bile veriyorlar. Bu tavrın bundan sonra da büyük ölçüde değişmeyeceği kanaatindeyim. Çünkü şimdiye kadar ABD, YPG/PKK’ya silah veriyor ve bunu ilan ediyordu. Ayrıca YPG/PKK militanlarının elinde Rus silahlarının bulunduğu da geçmişte medyaya yansımıştı. Suriye’de bir Kürt bölgesi kurulması hususunda ABD ve Rusya mutabıktır. Onun dışında Suriye’de kendilerine belli noktalarda alan açmak hususunda da farklı düşünmüyorlar. Diyebiliriz ki, ABD’nin bölgemizde uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi’ne Rusya seyirci kalmak istememiş, özellikle Suriye’de sahip olduğu üsleri bir yandan korurken öbür yandan bu alanı daha da genişletmek ve kalıcı hale getirmek için sahada yerini almıştır. Rusya’nın Suriye’de sahaya inişine ABD karşı çıkmamış, al gülüm ve gülüm mantığı ile ortak bir hareket sergilemiştir.
Bu hatırlatmanın ardından son iki gündür medyada yer alan haberlere göz atmakta yarar var. Gazete ve televizyonlarda önce ABD’nin YPG’ye verdiği tanksavar silahının PKK’lılardan çıktığı haberi gündeme geldi. Silahların bulunduğu yer ve görüntüler aktarıldı. Bu haberlerin medyada yer almasının ardından, “ABD’den Türkiye’ye PYD/PKK mektubu” haberleri yer aldı. Bu mektupta YPG’ye verilen ABD silahlarının Türkiye’ye karşı kullanılmayacağı, ayrıca kesinlikle bu silahların PKK’nın eline geçmesini engelleyecek tedbirlerin alındığı ileri sürülüyordu. Ama belli ki ABD’den Türkiye’ye ulaştırılan bu mektup gerçeği yansıtmıyor. Söz konusu mektubun medyada çıktığı gün PKK/YPG güçlerinin Azez ve Mare’de sivilleri vurduğu haberi yer alıyordu.
Bu gelişmeler olurken Suriye’den gelen bir başka haber, “Suriye iç savaşında yeni perde. Büyük güçler ringe çıkıyor”, “İki süper gücün PKK/YPG kavgası” gibi başlıklar altında medyada yer alıyordu. Bu haberlerin özünü ise Suriye’de YPG’yi vuran rejim güçlerine ABD’nin misilleme yaptığı, Suriye savaş uçağını düşürdüğü, buna karşılık Rusya’nın sert bir yanıt verdiği oluşturuyordu. Rusya’nın yaptığı açıklama şöyle ifade ediliyordu:
“ABD ile Suriye’deki tüm ilişkimiz kesildi. Fırat’ın batısındaki ABD güçleri artık bizim için hedef sayılacak.”
Bu açıklamaya bakıldığında Suriye’de her an ABD ile Rusya’nın çatışabileceğini düşünmek yanlış olmaz. Peki!.. Rusya, bir Suriye uçağını düşürdü diye ABD’ye saldırır mı? Doğrusu bu soruya evet demek zor. Çünkü yukarıda belirttiğimiz gibi ABD ve Rusya sadece Suriye’de değil, dünya üzerindeki sömürülerini birbirilerine destek olarak sürdürüyorlar. Olan, sömürülenlere oluyor. Özellikle de terör örtülerine yaklaşımları sadece onları kullanılacak birer maşa olarak görüyor olmalarıdır. Elbette maşaların da kendilerine göre birtakım hesapları var. Onlara bu hesapları ile ilgili birtakım vaatlerin verilmiş olması onları gönüllü maşalar haline getiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.