Terör örgütlerinin arkasındakileri bilmeyen kalmadı
Sorumluluk makamında bulunanlar hemen her gün terör örgütlerinin arkasında hangi ülkelerin bulunduğunu açıklıyorlar. Hatta sadece hükümet üyeleri değil, AK Parti sözcüleri de her fırsatta söz gelimi, “FETÖ’nün arkasında ABD var” ya da “PKK-YPG’yi ABD destekliyor”, hatta “PKK/YPG’ye ABD’den 130 TIR dolusu silah geldi” şeklinde haberler medyaya yansıyor. Kısacası, bölgemizde faaliyet gösteren terör örgütlerinin hangi ülkeler tarafından kurulup geliştirildiği, desteklendiği ve silahlandırılarak bölgemizde sürdürülen vekalet savaşlarının bu sebeple her gün biraz daha artarak devam ettiğini herkes biliyor. Bu noktadan sonra atılması gereken ikinci adım ise terör örgütlerini destekleyerek onları kara gücü olarak kullanan ve bölgemizi kan gölüne çeviren kuklacılara yönelik nelerin yapılabileceğinin konuşulması, tartışılmasıdır. Bu ikinci adım atılmadığı sürece terör örgütlerinin arkasında kimlerin bulunduğunu bilmenin ve her fırsatta dillendirmenin fazla bir anlamı kalmıyor. Bunun da ötesinde sorumluluk mevkiinde bulunanların bu gerçeği her fırsatta dile getirmelerine rağmen terör örgütlerine destek veren ülkelerle ilişkilerin eskiden olduğu gibi sürdürülmesi ve bu hususta ısrar edilmesinin topluma izah edilmesi gerekiyor.
Başta ABD olmak üzere Haçlı ittifakının ülkemiz ve bölgemizdeki diğer ülkelere yönelik tavırları söz konusu olduğunda, darbelerin çoğu zaman doğrudan ya da dolaylı olarak arkasında ve içinde oldukları desteklediklerinin de bilinmeyen bir yanı kalmadı. Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin başının yıllardan beri ABD’de olduğu ve darbe girişiminin ardından tüm müracaatlara rağmen terör örgütünün başının iade edilmeyişi, bunun da ötesinde orada yargılanması gibi bir hareketin hayata geçirilmemiş olması bile gösteriyor ki, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin arkasında ABD vardır. Elbette, darbecilere sadece ABD destek vermiyor, AB ülkelerinin de darbecileri iade etmemek hususunda direndikleri, sığınma hakkı verdikleri de düşünüldüğünde Haçlı ittifakının ülkemize yönelik şer odakları ile işbirliği halinde oldukları açıkça görülür. Bu tespit yapıldıktan sonra bu düşmanlara ve düşmanlarımızı koruyanlara karşı nelerin yapılabileceği önem kazanıyor. Ama darbe girişiminin üzerinden bir sene geçmiş olmasına rağmen Türkiye’nin taleplerine kulak tıkıyor olmaları insanın onuruna dokunuyor. Buna bir de sorumluk mevkiinde olanların hemen her gün teröristlerin arkasında hangi ülkelerin olduğunu açıklamaları eklenince insan, ister istemez, “Yeter arkadaş! Bu dediklerinizi sıradan vatandaş da biliyor. Bu bilgi dahilinde söz konusu ülkelere yönelik toplumsal öfke birikiyor ve patlama noktasına geliyor. İnsanımız ülkeyi yönetenlerin bu konuda bir adım atmalarını bekliyor” diye düşünmeden edemiyor.
Söz gelimi son kabine değişikliğinde Avrupa Birliği Bakanlığı’nın iptal edilmesi, ABD’ye yönelik İncirlik’in boşaltılması ya da NATO üyeliğimizin gözden geçirileceği gibi adımlar atılabilirdi. Ama bunlar yapılmadığı gibi, AB vazgeçilmez bir bakanlık olarak varlığını korudu/koruyor.
ABD ve koalisyon ortakları (AB ülkeleri) PKK, YPG ve IŞİD konusunda mücadele ediyormuş görüntüsü altında desteklerini sürdürüyorlar. Bunun da ötesinde Türk bakanlara çok gördükleri toplantı iznini terör örgütlerinin militanlarına rahatlıkla verebiliyorlar. Bölgemizdeki gelişmeleri dikkatli olarak incelersek, Irak ve Suriye’nin parçalanması yönünde adımlar atılıyor olduğu görülür. Bu adımlar sebebiyle bölgemizde terör örgütlerine sadece ABD ve AB ülkeleri değil, İsrail’in destek verdiğini de bilmeyen kalmaz.
Kısacası, başta AB olmak üzere ABD’ye yönelik insanımızda geçmişten gelen sempatinin yerini öfke almış bulunuyor. Bunun için her fırsatta son sözü halkımızın söyleyeceğini ifade edenlerin ABD, AB ve İsrail ile ilgili politikaları konusunda halkımızın ne düşündüğünü sorması gerekiyor. Bir yandan dost bildiklerimizin ihanetini dile getirip ardından hiçbir şey olmamış gibi ilişkilerin sürdürülüyor olması toplumu rahatsız ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.