Belediyelerle birlikte müftülüklerin de nikâh kıyabilmesinin önünü açan yeni yasa değişikliği gündeme geldiği andan itibaren bir takım itirazlar yükselmeye başladı. İtirazlara baktığınızda gerçek niyeti yansıtmadığını, sadece din karşıtı tavırlarını gizlemeye yönelik bir takım gerekçelere sığınmaya yönelik olduğu görülüyor. Benzer tartışmalar ülkemizde sıkça gündeme geliyor. Her seferinde de belli kesimlerin iddialarına laikliği siper olarak kullandıklarını görüyoruz. Bu sebeple de ülkemizde laiklik savunucularının bazı istisnalar dışında aslında İslam’dan rahatsız olduklarını söylemek yanlış olmaz. Kısacası, ülkemizde din karşıtlığı laiklik ambalajı içinde yürütülüyor. Din deyince bir yerlerine iğne batıyormuş gibi tepki verenlerin bu duygularını laiklik ambalajı içinde sunuyor olmaları gerçek çehrelerini gizlemelerine yetmiyor ama ısrarlı bir şekilde bu tutumlarını sürdürüyorlar. Bu tavırları ise onların toplumun büyük bir kesiminin inanç ve düşüncesine karşı oldukları anlamına geliyor. Böyle olunca da seçmen oyları ile iktidar olmaları mümkün olmuyor.
 
Laikliği bir din gibi sunanların İslam’a karşı tavırlarının benzerini Hıristiyanlık söz konusu olduğunda sergilemediklerini belirtmek gerekir. Söz gelimi Hıristiyanların ülkemizde nikâhlarını kilisede kıydırmalarına hiç sesleri çıkmaz iken benzer bir durumu isteyenlerin belediyeler ve nüfus memurlukları yerine müftülüklerde kıydırabilmelerinin önünü açacak yasa değişikliği daha Meclis’e gelmeden karşı kampanya başlatılmış olması dikkat çekicidir. Bir bakıma Hıristiyanların nikâhlarını kilisede papazlar huzurunda kıydırıyor olmaları nedense bazılarının nazarında laikliğe aykırı düşmez iken müftülerin kıyması söz konusu olunca akıllarına birden bire böyle bir nikâhın laikliğe aykırı olacağının gelmesi gerçek niyetlerin gizlenmesi, bu fırsattan istifade ile din düşmanlıklarını dile getirmeleri anlamına gelmez mi?
 
Kaldı ki, müftülerin de nikâh kıyabilmesinin önünün açılması inançlı insanların resmi nikâh ile dini nikâhı birlikte kıydırabilmelerine imkân sağlayacaktır. Ülkemizde toplumun büyük bir kesimi resmi nikâhın yanında dini nikâh da kıydırmaktadır ve bunu inancının gereği olarak yapmaktadır. Peki, resmi nikâhın yanında inancının gereği insanların dini nikâh kıydırmasının kime ne zararı var? Bundan birileri neden rahatsız olurlar. Kaldı ki resmi nikâh yanında dini nikâh kıydırmayanlara bunu niçin yapmadıklarını soran var mı? Yok. Yani isteyen resmi nikâh ile birlikte dini nikâhı da kıydırıyor, isteyen resmi nikâhla yetiniyor. Son yasal düzenleme resmi nikâh ile birlikte dini nikâhın kıyılmasına imkân vereceği için nikâh kolaylaşacaktır.
 
Bu arada nikâhı müftülerin kıymasının önünün açılması ile evlilik yaşının düşeceği iddiası art niyetli bir yaklaşım değil ise bilgi eksikliği olabilir. Çünkü yeni düzenlemede evlenme yaşının aşağı çekilmesi gibi bir husus yok. Kaldı ki laikliği hep gündeme getirenler demokrasi ve özgürlük sözcüklerini de dillerinden düşürmeyen kesimlerdir. Ne var ki, bunlar nazarında bazı konuların tartışılması bile söz konusu edilemez.
 
Söz gelimi resmen belirlenmiş evlenme yaşı ülkemizin bazı bölgelerinde ihlal ediliyor. Daha doğrusu o bölgelerdeki örf yasanın ihlalini gündeme getiriyor. Bunun sonucu olarak ailelerinin izni ile düğün yaparak evlenmiş eşlerin bir süre sonra çocukları oluyor ama birileri bu evliliğe itiraz ettiklerinde erkek tutuklanıp içeri atılıyor. Eşi geride çocuğu ile baş başa kalıyor. Kısacası, istenmeyen bir durum ortaya çıkıyor. Bir adım daha atarsak, kanuna göre yaşı küçük kız sevdiği gence kaçıyor, gencin evine gelip oturuyor. Bu durumu o yerleşim merkezindeki herkes de biliyor. Bu kızı geri ailesine göndermek ise bölgede hoş görülmüyor. Kısacası, ille de evlenme yaşının aşağı çekilmesi gerekmez ama yukarıda aktarmaya çalıştığım benzer durumlara bir çözüm bulunması gerekmez mi? Bunun için meselenin tartışılabilmesi gerekir. Ne yazık ki, müftülerin nikâh kıymasına izin verilmesini öngören yasal düzenleme söz konusu olduğunda zıplayanların kendi düşünceleri dışında hiçbir düşünceye tahammül edemeyenlerle bu tür konuları tartışmak bile mümkün değil. Çünkü toplumun tümünün kendi kalıplarına girmesini istiyorlar.
 
Değişen şartlara ve topumun ihtiyaçlarına göre düzenlemelerin gündeme gelmesinin önünün açılması için sorunların tartışılabilmesi gerekir.