Trump ne yapmak istiyor anlayan var mı?
ABD bir garip başkana teslim oldu. Daha doğrusu seçim yoluyla teslim oldu ama ABD derin devleti teslim etmemeye çalışıyor. Bu hususta derin yapı bazı kurumlardan destek de buluyor. Seçimle işbaşına gelmiş bir iktidarın bir takım bürokratlar eliyle iş başından uzaklaştırılması ya da etkisizleştirilmesine evet demek, destek vermek mümkün değil. Çünkü ülke ve toplum olarak asker-sivil bürokratların siyaseti dizayn etme alışkanlığından çok çektik. Bu yüzden ülkemizde bürokratların siyasete müdahale etmesinin son değişikliklerle bir daha gündeme gelmemesini umuyoruz. Bizde olduğu gibi dünya jandarmalığına soyunmuş Amerikan toplumu içinde benzer bir durumun ortaya çıkmamasını isteriz. Mademki siyasiler seçim kampanyalarında bir takım vaatlerle toplumdan oy istiyor, toplumlar da söylenenlere bakarak bir dönem için hangi siyasi parti ve kimlerin ülkeyi yöneteceğini belirliyor o zaman seçimin ardından ülkelerin belirsizliğe yuvarlanmaması gerekir. Denebilir ki, siyasiler seçim kampanyalarında söylediklerine seçimlerin ardından sadık kalıyorlar mı? Çoğu zaman kalıyor olsalar da zaman zaman söylenen pek çok şeyin hayata yansımadığını, söylenenlerin seçim meydanlarında kaldığını biliyoruz. Bu durumda gelen ilk seçimde seçmenin söylediklerini yapmayan ya da aksini yapan siyasilerden bunun hesabını sorduğunu, seçim sandığına gömdüğünü de biliyoruz. Kısacası, siyasilerin sözlerinde durmamasının hesabının sorulması mümkün olmakla birlikte siyasete müdahale ederek seçmen iradesini rafa kaldıranlardan bunun hesabının sorulması ya mümkün olmuyor ya da hesap sorma ortamı oluştuğunda ülke büyük zararlara uğramış oluyor.
Maksadım iç politikamızda geçmişte yaşananlar üzerinde durmak değil. Üzerinde durmak istediğim husus ABD ve Trump ile ilgili. Trump seçim kampanyasında bir takım vaatlerde bulundu, hatta bir takım çatışmaları göze alabileceği havsını estirdi. Bu söyledikleri istikametinde bir takım adımlar da attı ama sonuçta gördük ki Trump seçim meydanlarında söylediklerini yapma imkânına sahip değil ya da Trump ABD yönetimine tam olarak hâkim değil. Hâkim olanlar ise Trump’ı belli bir noktaya çekiyorlar.
Trump seçim meydanlarında başta Afganistan olmak üzere dünya üzerindeki ABD askerlerini ya çekeceğini ya da azaltacağını söylemişti. Bunu da askeri harcamaları azaltmak için yapacağı havasını estirmişti. Bunun ötesinde dünya jandarmalığında eskiden olduğu gibi büyük harcamalar yerine harcamaları müttefiklerine paylaştıracağını ilan etmişti. NATO üyesi ülkelerin harcamalardaki paylarını artırmalarını istemişti. Gördük ki, ABD özellikle bölgemizdeki ABD üslerindeki asker varlığını azaltmadığı gibi artırıyor, Irak ve Suriye’de yeni üsler kuruyor.
Trump öncesi dönemde bölgemizde ABD üsleri oluşturulmuştu ama Trump sonrası dönemde bu üslerde hızlı bir artış oldu. Bu arada, terör örgütlerinin silahlandırılması ile ABD üslerine gerek kalmadığı gibi bir hava oluşurken, tam bunun aksi bir manzara ortaya çıktı. Çünkü ABD bölgemizde bir yandan terör örgütlerini kara gücü olarak hızla silahlandırırken, öte yandan askeri üslerini de çoğalttı. Kısacası, Trump seçim meydanlarında söylediklerinin aksine bir görüntü vermeye başladı. Ortaya çıkan bu görüntü ya Trump’ın kendi toplumunu ve dünyayı seçim kampanyası sırasında kandırdığının ya da söylediklerinin arkasında duruyor olmakla birlikte ABD derin devleti tarafından teslim alındığının ifadesidir. Böyle olunca da dünyanın tam bir belirsizliğe yuvarlandığını söylemek de yanlış olmaz. Bir yandan çıkarları için dünyanın her yerine el atan bir ABD söz konusu iken öbür yandan da ahtapot gibi dünyanın ABD tarafından kuşatıldığını söylemek yanlış olmaz. Böyle olunca ülkelerin seçilmişler tarafından yönetilmesi, derin yapılardan kurtarılması gerekiyor. Buna sadece derin yapılanmaların etkili olduğu ülkelerin değil, dünyanın da ihtiyacı var. Çünkü seçilmişlerin ne yapacağı tam olarak bilinmese bile büyük oranda tahmin edilebilirken derin yapıların devreye girmesi bu tahmini zorlaştırıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.