BM değil, güçlülerin çıkarlarına hizmet teşkilatı!..
DÜNYANIN neresinde bir katliam ve soykırım varsa ve taraflardan birisi daha doğrusu zulme uğrayan ve katledilenler Müslümanlar ise Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının harekete geçmesi, katliam ve soykırımı önlemesi şimdiye kadar söz konusu olmadı. Meseleye bu açıdan bakıldığında Birleşmiş Milletler teşkilatının üyeleri arasında Müslüman ülkelerin de bulunuyor olmasına rağmen bu örgütün sadece küfür cephesinin çıkarlarını korumakla görevli olduğu, Müslümanlara karşı düzenlenen yok etme hareketleri karşısında tek yaptığı işin bir takım rakamlar açıklamaktan ibaret olduğunu artık görmeyen ve bilmeyen kalmadı. Böyle olunca, BM’nin sergilediği tavır karşısında dünyanın beşten büyük olduğunu söylemenin de bir anlamı kalmıyor. Çünkü beşli çete BM’ye öylesine hâkim ki, onların istemediği bir eylemi BM’nin hayata geçirmesi mümkün değil. Böyle olunca da dünyanın beşten büyük olduğu sözü doğru olmakla birlikte ne yazık ki, BM denen örgüte beşli çetenin hâkim olduğu da doğru. Böyle olunca da Müslümanlar söz konusu olduğunda BM’nin görevi bir takım istatistikî bilgiler yayınlamaktan ibaret kalıyor. Bu rakamların da ne kadar doğru olduğu şüpheli. Söz gelimi Suriye’de çatışmaların başlamasının ardından belli sürelerle bu ülkeyi terk edenlerin sayısı ile ilgili BM tarafından rakamlar açıklandı. Çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısını açıklamak da BM’nin görevleri arasında yer aldı. Ama BM hiçbir zaman asli görevi olan dünya üzerinde çatışmaları engellemek ve önlemek olmasına rağmen bu konuda hiçbir şey yapmadı, yapamadı.
Arakanlı Müslümanlara karşı bayram öncesinden itibaren başlatılan katliam ve soykırım karşısında BM’nin hiçbir eylem ortaya koymadığı, koyamadığı ortada. Ama Myanmar yönetiminin saldırılarında hayatını kaybedenlerle ve Bangladeş’e sığınan Müslümanlarla ilgili rakamlar açıklanıyor. Buna göre dün itibariyle Bangladeş’e sığınan Müslümanların sayısı 73 bine ulaşmış, BM böyle diyor. Yine bu saldırılarda katledilen ve Bangladeş’e sığınmak için yollara düşenlerden hayatını kaybedenler konusunda da BM hemen her gün rakamlar açıklıyor ama bu rakamların gerçeği yansıtmadığı, Budist çeteleri korumaya yönelik olduğu biliniyor. Çünkü bölgedeki sivil toplum örgütlerinin görevlilerinin ifadesine göre Budist çetelerinin katlettiği Müslümanların sayısı 3 bini geçmiş iken BM 200-300 civarında dolaşıyor. Yani BM istatistik bilgileri açıklama konusunda da dürüst davranmıyor. Kısacası yaptığı tek iş olan istatistik bilgiler toplama ve açıklama olan BM bu hususta da ikiyüzlü davranıyor ve küfür cephesine hizmet etmeyi tercih ediyor.
BM’ye hâkim olan beşli çetenin birisi ABD olduğunu belirttikten sonra bir gazetemizin dün manşette dile getirdiği, “ABD varoldukça dünyaya rahat yok” değerlendirmesini sadece ABD değil, küfür cephesinin İslam düşmanlığı devam ettiği sürece dünyaya rahat yok olarak ifade etmek de mümkün. Belki de doğru olan budur. Kısacası, İslam dünyasının artık yeryüzünde küfür cephesinin birlikte hareket ettiğini, buna karşılık çok geç olmadan İslam Birliği’nin hayata geçirilmesi gerektiğini, hatta bunun zorunluluk olduğunu görmesi gerekiyor. Bu gerçek görülüp ona göre harekete geçilmeden küfür cephesinin katliamlarından şikâyetçi olarak zalimlerin insafa gelmesini beklemek sağlıklı bir yaklaşım olmaz/olmuyor.
Meseleye Türkiye açısından baktığımızda da durum küfür cephesinin İslam düşmanlığını bütün açıklığı ile ortaya koyuyor. Irak’ta yaşananlar ve yaşanacak olanlar, Suriye’de 6 yıldır akan kan ve ABD ile AB ülkelerinin bölgemizde terör örgütleri ile birlikte hareket ederek ülkemizin parçalanması planını uygulamaya koydukları düşünülürse ve tüm bu gelişmelerde BM’nin sadece bir takım rakamlar açıklayarak görevini yaptığını düşünmesi de gösteriyor ki, ya artık Müslüman ülkeler BM üyeliklerine son vererek ya da son vermeden İslam Birliği için harekete geçmek durumundadırlar. Yoksa yapılan tüm açıklamalar hiçbir işe yaramıyor/yaramayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.