Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

“Türkiye ve ABD hiç olmadığı kadar yakın”mış!..

“Türkiye ve ABD hiç olmadığı kadar yakın”mış!..

Başlığa aldığım bu cümle ABD Başkanı Trump’a ait. Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaklaşık bir saatlik görüşmenin ardından yapmış bu açıklamayı. Ne oldu da birden bire böyle bir yakınlık oluştu bilmiyoruz ama ülkelerarası ilişkiler böyle bir saatlik bir görüşme ile birden bire aktan karaya, karadan aka dönüşmez. Kaldı ki, Trump’ın bu açıklamayı yaptığı saatlerde ABD bir yandan Irak’a öbür yandan Suriye’ye asker ve silah sevk ediyordu. Yani bir yandan Kerkük’ü işgale hazırlanırken öbür yandan YPG’ye silah gönderiyordu. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Trump ile görüşmesinden bir gün önce ABD’nin YPG terör örgütüne gönderdiği silahın miktarının 3 bin TIR’a ulaştığını açıklıyordu. Bununla da kalmıyor ABD’nin Türkiye’nin istediği silahları para ile bile vermediğini ama terör örgütüne söz konusu silahları parasız gönderdiğine vurgu yapıyordu. Bu arada Esed’in Türkiye’nin Suriye’de harekete hazırlandığı İdlib’e 800 DEAŞ’lıyı rejimin araçları ile sevk ettiği haberleri medyada yer alıyordu. Hâlbuki ABD Suriye’de terör örgütü YPG’yi silahlandırmasının sebebini DEAŞ ile mücadele olarak nitelendiriyordu. Yani, yalan söylüyor, Türkiye’yi kandırmaya çalışıyordu. Tüm bu şartlarda hiçbir değişiklik olmadığı halde Trump’ın, “Türkiye ve ABD hiç olmadığı kadar yakın” demesini ciddiye almak, bu söze inanmak mümkün olabilir mi? Bu sözleri ciddiye almak ve inanmak aklını peynir ekmekle yemeyenler için mümkün olabilir mi?

Hemen belirteyim ki, Erdoğan-Trump görüşmesinde bir takım kararlar alınmış, mutabakatlar sağlanmış olabilir. İki başkan birbirlerini anlamaya çalışmış da olabilirler ama içeride ne konuşulmuş, ne gibi kararlar alınmış olursa olsun ABD’nin Türkiye’ye karşı sergilediği bunca düşmanca tavra rağmen bu duruşunda bir anda değişiklik olduğunu kabul etmek mümkün olabilir mi? Hadi diyelim ki, Trump samimi ve inanarak bu sözleri söylemiş olsun, söylediklerine uygun karar alma ve uygulama imkânına sahip mi? Bir başka ifade ile ABD derin devletine söz geçirebilecek mi? Daha kendi kadrosunu bile kuramamış, atadığı bazı isimleri baskılar sonucu istifa ettirmek zorunda kalmış bir Trump’ın sözleri ne kadar inandırıcı olabilir?

Bu arada, Kuzey Irak’taki referandum konusunda söyledikleri ne kadar ciddidir? ABD’den yapılan açıklamalarda Barzani’nin yanlıştan dönmesi istenirken el altından destek verilmediği ne malum? Bu arada ABD derin devleti ve Trump Yahudi lobisinin etkisinden kurtulabilmişler midir? Çünkü İsrail ısrarlı bir şekilde tüm dünyaya rağmen Barzani’ye destek veriyor.

Bizim aklımıza gelen tüm bu sorular ülkemizi yönetme mevkiinde olanların da aklına geliyordur. Tüm bu ihtimaller düşünülerek MGK ve Bakanlar Kurulu’nda konu ele alınacak ve bir karara varılacaktır. Alınacak kararın uygulamasına ise Trump’a güvenilerek geçilecek değildir. Çünkü ABD’nin verdiği sözlere uymamak gibi bir alışkanlığı vardır. Özellikle de bölgemizdeki ülkeleri ufak parçalara ayırmak hususunda kararlıdırlar. Bu konuda ABD’nin tek başına hareket etmediğini Haçlı-Siyonist ittifakının birlikte yürüdüğü de biliniyor. Böyle olunca siyaset arenasında söylenenlerin değil yapılanların önemli olduğu önem kazanıyor.

Sonuç olarak, Türkiye çok önemli ve tehlikeli bir dönemden geçiyor. Bunun içinde millet olarak bu sıkıntılı dönemde birlikte hareket etmek herkesin sorumluluğudur. Kısacası, bir takım ülkelere değil kendimize, kendi insanımıza güvenmek durumundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi