CHP, yaşam tarzının güvencesi olabilir mi?
Bu soruya vereceğim cevap, “Keşke olabilse”dir. Ne yazık ki, bu hususta CHP ’nin insanı ümitlendirecek bir geçmişi yok. Bu bakımdan ülkemizde öncelikli olarak birbirimizin farklılıklarına tahammül kültürünün gelişmesi gerekiyor. Özellikle farklılıklara tahammülden söz ediyorum. Çünkü yıllardan beri her kesimden siyaset ve bilim adamı farklılıklara saygının gerekliliğinden söz ettiler ama bir türlü gerçekleşmedi. Kaldı ki, farklılıklara saygı yaklaşımının irdelenmesi de gerekiyor. Bu bakımdan şahsen farklılıklara saygıdan çok ülke ve insan olarak farklılıklara tahammüle ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Farklılıklara tahammül ile saygı aynı kapıya çıkar denebilir. Şahsen bu düşüncede değilim. Farklılığa saygı farklılığı benimsemek anlamına da gelir. O zamanda farklılığa saygı herkesi aynı çizgide buluşturmak anlamına gelir. Hâlbuki insanın olduğu yerde farklılıklar olacaktır, olması da doğaldır. Böyle oluncaCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ’nun İstanbul ’da vaizelerle buluşmasında, “Yaşam tarzının güvencesi CHP” sözlerinin fazla bir anlamı, daha doğrusu inandırıcılığı kalmıyor. Geçmişe dönük CHP’nin yıllar boyu özellikle inançlı insanların yaşam tarzına tahammül etmek bir yana adeta mücadele verdiğini söylemek mümkün. Bunun için başörtüsü sebebiyle Merve Kavakçı ’ya yönelik linç girişimini hatırlamak yeterlidir. Denebilir ki, o tutum çok eskilerde kaldı; siz Kılıçdaroğlu’nun bugün söylediklerine bakın. Ona baktığımızda da gördüğümüz olay, müftülere nikâh kıyma yetkisi veren yasal düzenleme karşısındaki CHP’nin tavrını hatırlamak yetiyor.
Bu husustaki düşüncelerimi geçen hafta, “Papaz kıyabilir ama müftü kıyamaz” başlığı altında eleştirilerimi dile getirmiştim. Bu bakımdan tekrarlayacak değilim. Çünkü müftülere nikâh kıyma yetkisi veren yasal düzenleme toplumun tümünü kapsamıyor, sadece isteyenlerin nikâhlarını müftülere kıydırabilmesine imkân veriyor. Bu ülkede toplumun büyük bir bölümünün belediyelerde resmi nikâhlarını kıydırdıktan sonra dini nikâhlarını da bir bilene kıydırmaktadırlar. Bu durum ülkemizin bir gerçeğidir. Bu çelişkiye son vermek için yapılmış bir yasal düzenlemeye tahammül edemeyen CHP’nin daha doğrusu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Yaşam tarzının güvencesi CHP” sözlerinin inandırıcılığı olmuyor. Halbuki bu hususta ülkemizde hiçbir tereddüdün olmaması, tüm partiler yaşam tarzının güvencesi olabilmeli, bu hususta toplumu ikna edebilmelidirler.
CHP’nin toplumun tümünü kucaklayan yaşam tarzı farklılıklarının güvencesi olabilmesi ve bu hususta toplumu ikna edebilmesi için öncelikli olarak laiklik anlayışının değişmesi gerekiyor. Laikliğin adeta din karşıtlığı anlamına gelebilecek bir yorumu CHP’yi sadece bugün değil, geçmişten bu yana toplumun büyük bir kesimi ile karşı karşıya getiriyor. Böyle olunca da CHP için makbul vatandaş olabilmenin yolu toplumun tümünün CHP’nin anladığı anlayışta birleşmesi gerekiyor. Böyle olunca da yaşam tarzının güvencesi olmak iddiası havada kalıyor. Çünkü yaşam tarzımın CHP’nin güvencesini hak edebilmesi için benim de onların anladığı gibi inanmam ve düşünmem gerekiyor. Gönül ister ki, bu ülkede kimse başkalarının yaşam tarzına karışmasın. Ancak, bu demek değildir ki, bir takım insanlar hiçbir kural tanımasın, bu toplumun önemli bir kesiminin sahip olduğu değer yargılarını ciddiye almasın. Bu mümkün değil. Benim inancıma ve anlayışıma tahammül demek başkalarını başıboş yaşamasına sebep olmamalı. Bu söylediklerim farklılıklara tahammül ile dayatmalardan kurtulmakla önemli bir adım atılabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.