Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Barzani’ye ABD-İsrail koruması sürüyor

Barzani’ye ABD-İsrail koruması sürüyor

BU köşede Barzani’nin kendi gücüne güvenerek bağımsızlık referandumunda inat etmediğine, onu cesaretlendirenlerin olduğuna çeşitli kereler dikkat çekmiştim. Geçen zaman Barzani’yi meydana sürenlerin en azından şimdilik bu desteklerini sürdürdüklerinin ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacak. Birkaç saat gibi kısa bir sürede Barzani’ninDEAŞ teröründen faydalanarak ele geçirdiği yerlerden sökülüp atılması bir kısım çevrelerde Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin varlığına son verileceği havası oluşturmuştu. Ancak, bu heyecan çok sürmedi. Özellikle Irak yönetiminin Barzani ve Peşmergelerini dar alanlarına sıkıştırmanın ardından yapılan açıklamada Erbil ve Süleymaniye’ye gidilmeyeceğini açıklaması gösterdi ki maksat Barzani’ye haddini bildirmek değil, bölgenin yeni bir çatışma ortamına sürüklenmesinden ibaret.

ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson, Suudi Arabistan ’ı ziyaret ederek burada Suudi yetkilileri ve İbadi ile toplantılar yapması ve bu toplantının hemen ardından HaşdiŞabi milislerinin DEAŞ ile mücadelesi sona erdiğine göre bir an evvel Irak’ı terk etmeleri gerektiğini açıklaması da kesin olarak gösterdi ki, sadece Suriye ’de değil Irak’ta yaşananların senaristi de ABD ve İsrail’dir. Çünkü, henüz DEAŞ Irak ve Suriye’den tam olarak temizlenmiş değil. ABD ve İsrail’in DEAŞ’ın temizlenmesinden yana olduklarını söylemek de mümkün değil. Bir başka ifade ile kesin olarak söylenebilir ki, ABD tarafından Irak ve Suriye’nin temizlenmesi kesin olarak istenmiyor. İsteniyor olsaydı şimdiye kadar bu mesele çoktan sonuçlanırdı. İstenen DEAŞ bahane edilerek Irak ve Suriye’nin parçalı yapısına süreklilik kazandırılsın. Bu iş için de kendi askerlerini çatışmaların içine sokmak yerine ihtiyaca göre DEAŞ ya da PKK /YPG terör örgütlerinin kullanılması tercih ediliyor. Bunu yaparken de ortada bir başka ülke ya da gücün görünmesini istemiyorlar. Böyle olmasaydı Türkiye ısrarlı bir şekilde özellikle Suriye’de DEAŞ’a karşı mücadelenin bir başka terör örgütü PKK/YPG ile değil birlikte verilebileceğini söylemesine rağmen PKK’yı tercih etmeyi sürdürürlerken Barzani’nin konumunu korumak için HaşdiŞabi’nin çekilmesi çağrısında bulunulması küstahlık değilse kendilerini bölgenin sahibi sanıyor olmalarındandır.

Bölgenin huzurunun temini samimi olarak isteniyor olsaydı, bir başka hesap ve plan yoksa tüm terör örgütlerinin varlığına son vermek, bu yönde nelerin yapılabileceğine yoğunlaşmak gerekirken görünen o ki ABD terör örgütlerinden temizlenmiş bir bölge istemiyor. Bunun için de bölge ülkelerinin hâlâ bölgenin huzurunun sağlanmasını ABD’den beklemek yanlışından bir an evvel kurtulmaları, ele ele vererek bölgemizdeki ABD varlığını etkisiz hale getirmeleri gerekiyor. Yoksa, ABD bakanları kendilerini bölge valisi sanarak talimatlar yağdırmaya devam edeceklerdir. Bu yapılmadan ‘kimse bizim iç işlerimize karışamaz’ şeklinde açıklamalar yapmaları belki kendi toplumlarının öfkesini azaltabilir ama mesele çözüme kavuşmaz. Bulundukları konum ve varlıklarını ABD ve diğer Haçlı ittifakının üyelerine borçlu olan yöneticilerin bağımsızlık nutku atmanın ötesine geçerek bağımsız tavır ortaya koymaları imkânsız değilse de çok zordur. Biz bağımsız bir ülkeyiz, kimse iç işlerimize karışamaz” nutukları atmanın ötesine geçilemez demenin yani nutuk atmanın ötesine uygulamaya geçmeye ihtiyaç olduğu bir dönemdeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi