ABD arkasında durmadı da, diğerleri durdu mu?
Barzani IKBY yerel meclisine gönderdiği mektup ile 1 Kasım’dan sonra görevlerini bırakacağını belirterek görev süresinin uzatılmamasını istiyor. Barzani’nin bu isteğinin de yerel parlamentoda kabul edildiği açıklandı. Bu arada Barzani yaptığı açıklamada gelinen noktanın sorumluğunu dış destekçileri ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) attı. Kısacası, iç ve dış çevrelerce yalnız bırakıldığı ve ihanete uğradığını belirterek kendinin hiçbir suçu olmadığı gibi bir savunma yapıyor.
Barzani özetle kendini savunurken Irak güçlerinin kendilerineABD silahları il saldırdığını ve ABD’nin buna sessiz kaldığını söyleyerek, “Dağlarımızdan başka kimse arkamızda durmadı” diyerek daha sonra şu iddiaları ileri sürüyor:
“Irak ordusu ve HaşdiŞabi güçlerinin ABD’nin gözleri önünde ve onların silahlarıyla Kürdistan’a saldırdı. ABD buna neden sesiz kaldı? Bu ihanetle Kerkük teslim edildi.”
Bu noktada 03.10.2017 tarihli, “Barzani gider, bir başka Barzani gelir” başlıklı yazımda maşaların kullananlar tarafından işe yaramaz hale gelmeleri durumunda bir kenara atıldıklarını, yerlerine yeni maşaların devreye sokulduklarına dikkat çekmiş, Barzani için de benzer bir sonucun görülmekte olduğunu vurgulamıştım. Tahminimizde yanılmadığımız görüldü. Ancak, kullanılıp atılan tek maşanın Barzani olmadığını, benzer sonucun hemen tüm maşalar için geçerli olduğunu, bu tür işlere soyunanların; yani kendi güçlerine değil de yaslandıkları bir takım devletler ve dış odakların desteğine güvenerek yola çıkanların, etraflarına hava atanların hepsi için geçerlidir.
Şu anda Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nde Barzani çekilme kararını açıklamış olmakla birlikte sonuç tam olarak netleşmiş değil. Söz gelimi bu çekilme, yerine bir vekil atama şeklinde geçici bir durum mudur, yoksa bölgesel yönetimde yeni bir dönemin başlangıcı mıdır, bu hafta içinde netleşmiş olacak. Çünkü medyaya yansıyan haberlere göre Barzani yerine Naçirvan Barzani getirilerek, yani vitrine Naçirvan sürülerek ipler Barzani’nin elinde olmaya devam edecek midir, bu sorunun cevabı henüz net değil. Ancak, medyaya yansıyan bu haberlerin hayal mahsulü olduğunu söylemek de yanlış olur. Kuzey Irak’ta bundan sonra neler yaşanacak, Barzani’nin yetkileri nasıl dağıtılacaktır bunu çok beklemeden göreceğiz. Ancak, bu gelişmeler bizim dikkatimizi başka noktalara çekmelidir. Özellikle Barzani’nin ABD’ye yönelik, ‘Arkamızda durmadılar’ açıklamaları üzerinde durulması gerekiyor. Bu arada Barzani’nin istifa ettiği gün referandum kararının yabancı diplomatlar paylaşıldığı toplantıda yer alan Fransa’nın Erbil Konsolosu FredericTissot, “Eleştirenler haklı. Barzani’yi yanlış yönlendirdik. Verilen akıllar yanlıştı” diyerek adeta timsah gözyaşı döküyordu. Gelinen noktada Barzani dost bildikleri tarafından yalnız bırakıldığını görmüş olabilir ama bu yaptığı yanlışın telafi edilebileceği anlamına gelmiyor. Çünkü Barzani’yi yalnız bırak dış destekleri mümkündür ki, onun yerine kullanacakları yeni Barzani’yi çoktan bulmuş olabilirler. Bu bakımdan ülkeler kendi iç meselelerini emperyalistlerin desteğine güvenerek değil, kendilerine, birlikte yaşadıkları ve komşu ülkelerin desteğine güvenmelidirler. Aksi halde Barzani’nin yaşadığı gibi, ‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ mümkündür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.