Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sarraf, ABD’ye niçin ve nasıl gitti?

Sarraf, ABD’ye niçin ve nasıl gitti?

ABD ’nin İran ’a yönelik ambargosunu deldiği iddiası ile ABD’de tutuklanan Rıza Sarraf, başlangıçta sanık olarak görülürken, şimdilerde tanık haline geldiği, getirildiği görülüyor. Belli ki Rıza Sarraf’ın yargılanması bir adli olay olmaktan çıkmış, giderek bir komplonun parçası haline gelmiş/getirilmiş durumda. Kısacası, hedef ABD ambargosunu delen Rıza Sarraf değil, o bahane edilerek Türkiye’ye karşı bir tezgâh sergilenmektedir. İşin bugün gelinen boyutu böyle görünüyor. Kaldı ki, İran’a yönelik ambargoyu delenler sadece Sarraf ve ortakları değil, bazıİsrail kaynaklı ABD firmaları da bu işte pay sahibidir.

Üzerinde durmak istediğim esas konu, iş bu safhaya nasıl geldi sorusunun cevabının hiç tartışılmıyor olmasıdır. Mesela, Rıza Sarraf ABD’ye kimler tarafından nasıl götürüldü? Sarraf’ı götürenler eğer onu bir emrivaki ile kaçırmadılarsa, ne söyleyerek ikna ettiler? Çünkü bu hususta çeşitli rivayetler var. Rivayetlere her gün yenileri ekleniyor. Bir bakıma herkes hayal zenginliğine göre bir senaryo yazıyor. Bu hususta birinci ağızdan da bir açıklama yapılmadığı için giderek olay ABD istihbarat örgütünü de içine alan bir olaya dönüşüyor. Tüm bu senaryolar belli merkezler tarafından üretiliyor, kamuoyunun böylece meşgul ediliyor olası da ihtimal dahilinde.

Bu soruları soruş maksadım, Rıza Sarraf Türkiye’de iken çeşitli tartışmalar gündeme gelmiş, pis kokular yükselmeye başlamış, bir bakıma özellikle ABD’nin her an bu hususta harekete geçmesi beklenir olmuştu. İşler bu noktada iken Rıza Sarraf’ın uçağa atlayıp kendi isteği ile ABD’ye gitmesinin makul bir izahı yok. Böyle olunca birilerinin Sarraf’a birtakım vaatlerde bulunarak ya ABD’ye gitmeye ikna etmiş ya da Sarraf Türkiye’den bir başka ülkeye geçmek üzere hareket etmiş, uçağı gittiği ülkeden bir emrivaki ile ABD’ye yönlendirilmiş olabilir. Sarraf ABD’ye varır varmaz tutuklanıp içeri alınıyor ve hakkında hemen bir dosya hazırlanıyor. O günden beri de tutuklu bulunuyor. Yani başta sanık olarak işlem yapılıyor. Bu arada Sarraf’a çeşitli baskılar yapıldığı haberleri medyaya yansıyor. Yapılan baskılar istenen sonucu vermiş olacak ki, şimdilerde Sarraf hakkında hazırlanmış olan sanık dosyası tanığa dönüşmüş durumda. Ama tüm bunlar birer iddia durumunda. Ancak özelikle Başbakan Yıldırım’ın, “Sanık dosyası tanığa dönüştü. Ne idüğü belirsiz üretilmiş, montaj, yapıştırma bilgileri delil olarak ortaya koymak hukuk değildir” sözleri işin adli yargı ile ilgili değil, ABD’nin bir siyasi linçe hazırlandığını gösteriyor.

Bu arada Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın niçin elini kolunu sallayarak ABD’ye gittiği sorusu da cevapsız kalıyor. Çünkü Sarraf tutuklanması ile birlikte olayın İran’a yönelik ambargonun delinmesi ile alakalı olduğu ve bu işte Halk Bankası’nın adı da dile getiriliyordu. O zaman birilerinin bugün gelinen noktadan çok bu noktaya gelinişin altındaki sırrı doğru tespit etmesi gerekiyor. Olayı Sarraf’ın kendiliğinden ABD’ye gitmek istemesi, Halk Bankası Genel Müdür Muavini’nin başına böyle bir olayın gelebileceğini hesap edememiş olması ile izah etmek özellikle bu noktadan sonra inandırıcı olmaz.

Netice itibariyle Sarraf hakkında dava açan savcıların bilmem kimlerle irtibat halinde olduğu, FETÖ ’nün adamlarının bu işlere yönlendirdiğini söyleyerek, söylenenler yüzde yüz doğru bile olsa gelinen noktayı izah kolay değildir. Çünkü öncelikli olarak Sarraf’a birilerinin vaatlerde bulunarak ABD’ye götürmüş olma ihtimali büyüktür. Eğer birileri Sarraf’ı ikna etmiş ise başlangıçta sanık muamelesi yapılması olayın gerçek yüzünü gizlemeye yöneliktir. Yani, Sarraf’ı ikna edenler daha işin başında sanık değil sonunda tanık muamelesi göreceği hususunda inandırmışlardır. Tüm bunları birtakım maddi delillere dayanarak dile getiriyor değilim. Ama devletin sanıyorum bu hususta bilgisi vardır, olması gerekir. Eğer var ise en azından devlet sırrı olmayan boyutu toplum ile paylaşılmalıdır. Böyle bir paylaşma olmadığı sürece belli çevreler her gün yeni bir senaryo yazacak ve bunları fısıltı gazetesinden yaymaya devam edeceklerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi