Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İlişkilerin bozulması için ABD ve AB daha ne yapmalı?

İlişkilerin bozulması için ABD ve AB daha ne yapmalı?

ABD ve AB ile ilişkilerin çoktan bozulması, bozulmanın da ötesinde kesilemese bile en aza indirilmesi gerekirdi. Ancak hep Türkiye bu ülkelerin yanlıştan döneceğini düşündü. Bir bakıma onların tüm kötü niyetlerine rağmen iyi niyeti elden bırakmadı. Ancak ABD ve AB’nin terör örgütleri ile ilişkilerinde bir değişme gündeme gelmedi, geleceğe de benzemiyor. Bu örgütlerle ilişkilerinde hep Türkiye aleyhine bir tutum sergilediler. Bir yandan terör örgütlerinin elemanlarına ülkelerinde barınma imkânı verirken, öbür yandan da arazide terör örgütlerini eğitmeyi ve silahlandırmayı sürdürüyorlar. Bunun da ötesinde sanki paralı bir ordu kurmuş gibi örgüt militanlarını maaşa bağladılar. Tüm bunları Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, adeta her istediklerini kabule zorlamak için yapıyorlar.

ABD ve AB ülkelerinin istedikleri ne idi, denildiğinde olayı bölge ülkelerini sadece terör örgütleri ile mücadele etmek zorunda bırakmak olarak cevaplandırmak meselenin sadece görünen yüzünden ibaret kalır. Türkiye’ye yıllardan beri silahlandırılarak musallat edilen terör örgütlerine bağımsız devlet kurma vaadinde bulunulduğunu unutmamak gerekiyor. Peki, terör örgütlerinin Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin bir bölümünü içine alan bir devlet kurmalarından ABD ve AB ülkelerinin çıkarı ne olabilir? Hemen belirtelim ki, Haçlı ittifakı olarak nitelendirebileceğimiz ABD ve AB ülkelerinin bu hususta iki hedefleri vardır. Birinci hedef oluşturulacak yeni bir devleti sadece Türkiye’ye değil, aynı zamanda Irak, İran ve Suriye’ye karşı bir tehdit unsuru olarak kullanmak, böylece bir yandan İsrail’in güvenliğini pekiştirirken öbür yandan da bölge ülkelerinin zenginliklerini sömürmektir. Haçlı ittifakının bu hedefini bilmeyen kalmadığını sanıyorum. Özellikle de bölge ülkelerinin yöneticisi konumunda olanların bilmemesi düşünülemez. Buna rağmen ne yazık ki, uğranılan bunca zarar ve kayba rağmen hâlâ ABD ve AB ülkeleri ile ilişkileri gözden geçirmeyi bir türlü gündemlerine almıyor/alamıyorlar.

Şu günlerde ülkemiz ABD’li yetkililerin uğrak yeri haline geldi. Bu ziyaretlerin Türkiye’ye duydukları dostluk ve sorumluluk duygusundan kaynaklanmadığı kesin. Çünkü Türkiye’nin Afrin’e yönelik harekâtı ile destekledikleri terör örgütleri giderek sıkışmaya başlamış durumda. Terör örgütlerini bu sıkışıklıktan kurtarmak için gelip gidiyorlar. Onlar ülkemize gelip giderlerken ABD’deki birtakım sorumlular da Türkiye’yi adeta tehdit ediyorlar. Söz gelimi Münbiç’i ABD askerlerinin terk etmeyeceğini açıklıyorlar. Böylece Münbiç’i vurursanız karşınızda bizi bulursunuz demeye getiriyorlar. Bu da yetmiyor, terör örgütüne silah sevkiyatını sürdürüyorlar. Bu da yetmiyor, ABD Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyaretinden bir gün önce Savunma Bakanı Mattis, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) içindeki PYD birliklerinin bir kısmının Afrin’e kaydığını ilan ediyor. Bu açıklamaya paralel olarak Pentagon’un 2019 bütçesinde 300 milyon doları SDG’nin eğitim ve donatımına, 250 milyon doları da sınır güvenlik gücüne ayrıldığı medyaya yansıyor.

Tüm bu gelişmelere rağmen yapılan açıklamalarda “ABD aklını başına toplamalı” ya da “ABD ile ilişkiler ya düzelecek ya tam bozulacak” şeklinde açıklamalar yapılıyor. Yani hâlâ sorumlu mevkide bulunanların ABD ile ilişkilerin bozulmadığını düşünüyor olmaları dikkat çekici. Bunca yaşananlardan, ABD ve AB ülkelerinin Türkiye’nin tüm itirazlarına ve uyarılarına rağmen terör örgütlerinden yana tavırlarında bir değişiklik olmazken, ilişkilerin düzelebileceğini düşünmenin izahı zor oluyor. İster istemez insanın aklına, “ABD ve AB ülkeleri ile ilişkilerin bozulması için daha ne yapmaları bekleniyor?” sorusu geliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi