YPG ve PKK’nın terör örgütü olduğunu başta ABD olmak üzere Haçlı ittifakı ülkeleri bilmiyor mu? DEAŞ’ı anında terör örgütü ilan edenler hâlâ YPG’nin terör örgütü olup olmadığını anlayamadılar mı? Bunun da ötesinde Suriye’den DEAŞ terör örgütü temizlenmiş olmasına rağmen YPG/PKK terör örgütüne verdikleri desteği DEAŞ ile mücadele kılıfı içinde sunmalarını samimi bulmak mümkün mü? Bunun da ötesinde Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı’nın da terörle mücadeleye yönelik, bunun da ötesinde sınır güvenliğini sağlamak amacıyla yürüttüğünü ABD ve AB ülkelerinin bilmediğini düşünmemek de mümkün değil. Kısacası, şu anda Suriye’de ABD ile birlikte yıllardan beri askeri güç bulunduran, 20’nin üzerinde askeri üs oluşturmuş olan Haçlı ittifakı ülkelerinin Türkiye’ye Suriye’deki varlığı sebebiyle işgalci damgası vurmaya kalkışmalarının iyi niyetle izahı mümkün değildir. Çünkü eğer Suriye’de işgalcilerden söz etmek gerekirse başta ABD ve koalisyon ortakları, daha sonra Rusya ve İran’ın akla gelmesi gerekir.

Kaldı ki, Irak, Suriye ve Afganistan’da 10 binlerce kilometre ötelerden gelip askeri üsler kurmuş olanlara yönelik tek kelime edilmez iken Türkiye’ye yönelik aleyhte kampanya başlatılmış olması kesinlikle kan uyuşmazlığının dışa yansımasıdır. Bir başka ifadeyle Haçlı ittifakı ile aynı dili konuşmadığımızı, bu sebeple de bölgemizde yaşananlar konusunda anlaşmamızın mümkün olmadığını gösteriyor.

Ayrıca Haçlı ittifakının ülkemize ve insanımıza yönelik bir hazımsızlık yaşadığı, ne yaparsak yapalım kendilerinden görmediklerini bilerek hareket etmek durumundayız. Arada bir sırt sıvazlayıcı açıklamaların gerçeği yansıtmadığını, aldatmacadan ibaret olduğunu unutmamak gerekiyor. Aksi halde sürekli kandırılmamız, aldatılmamız söz konusu olacaktır. Çünkü terör örgütlerini kendilerine Türkiye’den daha yakın, çıkarlarına daha uygun görüyorlar.

Netice itibariyle diyebiliriz ki, Türkiye olarak AB ülkelerinin teröristlere ülkelerinde kucak açışlarına, ABD’nin Suriye’deki militanları ülkemize yönelik silahlandırmasına karşı yanlış yolda olduklarını tekrarlayıp durmanın kazandıracağı bir husus yoktur. Çünkü Haçlı ittifakı üyeleri yaptıkları Türkiye aleyhine her açıklama ve attıkları adımların yanlışlığını bilerek yapıyorlar. Yani, mesele işin doğrusunu bilmemekten kaynaklanmıyor. Söz gelimi, yaptıkları açıklamalarda her fırsatta PKK’nın terör örgütü olarak kabul edildiğini söylüyorlar ama militanlarına terör örgütü elemanı olarak davranmıyor, muamele etmiyorlar. Bundan sonra da etmelerini beklemek kendimizi kandırmak olacaktır.

Haçlı ittifakı ülkelerine bölgede attığımız adımlarda ne kadar haklı olursak olalım haklılığımızı anlatmamız mümkün değil. Çünkü bizi anlamak gibi bir niyetleri söz konusu değil. Böyle olunca Haçlı ittifakına kendimizi ve haklılığımızı anlatmak için sarf ettiğimiz emeğin boşa gideceğini bilerek alternatif bir birlik oluşturmak için harcasak çok daha mesafe almamız mümkündür. Sonuç olarak Haçlı ittifakına kendimizi anlatmak yerine İslam Birliği’nin kurulması için çalışırsak sonuç almamız daha kolay olacaktır. Haçlı ittifakına karşı İslam Birliği’nin oluşturulması durumunda onlar kendilerinin yanlış anlaşıldığını anlatmaya çalışacaklardır. Çünkü Haçlı ittifakı aynı zamanda bir çıkar ittifakıdır. Ve tek hedefleri de İslam ve İslam ülkeleridir.