ABD elini çeksin, PKK’nın kökünü biz kazırız
ABD’den birbiri ile çelişen açıklamalar gelmeye devam ediyor. Böylesine çelişkili açıklamaların sahiplerine güvenmenin mümkün olmadığını/olamayacağını söylemeye bile gerek yok. Bir bakıyorsunuz Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen terör örgütlerinin koruyuculuğunu kimselere bırakmıyorlar, bir bakıyorsunuz onlara sahip çıkmayan bir görüntü veriyorlar. Bu tavırlardan hangisi doğru diye sormaya hiç gerek yok. ABD’nin bölgemizdeki tavrını önce çıkarları sonra da İsrail’in güvenliği belirliyor. Bölgemizdeki ABD varlığının sadece bu iki hedefe hizmet ettiğini bilmeyen kalmadı sanırım. Irak’ın ardından Suriye’de de sayıları net olarak bilinmemekle birlikte sayıları 20’li rakamlarla ifada ediliyorsa bunda öncelikli olarak bu üslerin Suriye petrolüne el koyma üsleri olduğunu söylemek yanlış olur mu? Özellikle Suriye’nin petrol zengini Deyr ez Zor bölgesinde şimdiye kadarki en büyük üssünü kurmuş olmasının aynı zamanda kara gücü olarak kullandığı bölgemizdeki teröristlerin ikmal merkezi olduğunun da bilinmeyen bir yanı yok. Bu da gösteriyor ki, ABD’nin terör seviciliği hâlâ sürüyor. Buna rağmen arada bir ABD Savunma Bakanı Mattis’in, “PKK Sincar’dan çekilmeli” ya da Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefon görüşmesinde Trump’ın, “Suriye konusunda Türkiye ile işbirliği yapılmalı” şeklindeki ifadelerini ciddiye almak mümkün olabilir mi?
Niçin ABD’den yapılan bu tür açıklamaların inandırıcılığı olmaz? sorusunun cevabına gelince bazı hususları hatırlatmakta yarar var. ABD Savunma Bakanı Mattis’in, “Sincar bölgesindeki PKK varlığı Türkiye’yi tehdit ediyor. PKK’nın Sincar’dan çekildiğini görmek istiyoruz. Münbiç’i çözeceğimiz konusunda da iyimserim” şeklindeki sözleri ister istemez bu zat şimdiye kadar Türkiye’nin PKK ile mücadele verdiğini, bu terör örgütünün kökünün kazınamamış olmasının tek sorumlusunun ABD olduğunu bilmiyordu da şimdi mi öğrendi? sorusunu akla getiriyor. Sadece PKK değil, bölgemizdeki DEAŞ, PYD ve İsrail’in ortak hedefinin Türkiye olduğunu yeni mi öğrendi? Kaldı ki yeni öğrenmiş bile olsa, bir anda ABD’nin terör seviciliği bıraktığını/bırakacağını düşünmek gerçekçi olur mu?
Bu arada Trump’ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a Suriye konusunda Türkiye ile işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini hatırlatma sebebi ne olabilir? Mesela Fransa bu hususu bilmiyor mu? Hatta sadece PKK değil adı ne olursa olsun bölgemizdeki terör örgütlerinin hedefinde Türkiye’nin de olduğu bilindiği halde hâlâ ABD ve koalisyon ülkeleri terör örgütlerine destek vermiyorlar mı?
Bu noktada akla, “YPG dolayısıyla PKK tükendi, ABD köşeye sıkıştı da onun için mi şimdiye kadar dikkate almadığı Türkiye’nin isteklerinin yanında yer alıyor” sorusu geliyor.
Çünkü ABD bölgeden çekilsin, terör örgütlerine verdiği desteği çeksin Türkiye olarak biz tüm terör örgütlerini söküp atarız. Bir başka ifadeyle ABD gölge etmesin yeter. Başta ülkemiz olmak üzere bölge ülkelerini ufalama politikasını terk etsinler bölgemiz ülkeleri ve halkları kardeşçe yaşamayı başaracaklardır. Ne var ki, ABD ve koalisyon ülkeleri bölgemizin huzura kavuşmasını istemiyor, karmaşa artsın, sürekli olarak bölge ülkeleri iç çatışmalarla boğuşsun istiyorlar. Netice itibariyle ABD elini bölgeden çeksin Türkiye terör örgütlerinin ve teröristlerin kökünü kazıyacaktır. Terör seviciliği sürdürdükleri sürece oluşacak bölgesel birlik bir gün onların da kökünü kazıyabilir. Bizden söylemesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.