Liselere Geçiş Sistemi’nde değişiklik aceleye getirildi
Yeni liselere geçiş sistemine temelde karşı değilim. Yani, öğrencilerin sınavsız olarak oturdukları yere en yakın liselere kayıt yaptırabilmesini esas alan uygulamayı destekliyorum. Çünkü zorunlu eğitim liseleri de kapsayacak şekilde genişletilmiş ise tüm öğrencilerin kendilerine en yakın okullara sınavsız kayıt yaptırabilmeleri gerekir. Bu arada bazı liselerin sınavla öğrenci almasına da fazlaca itirazım yok. Ancak, bu sınavla girilecek liselerin Bakanlık tarafından belirlenmesini doğru bulmuyorum. Çünkü sınavla girilecek liselerin merkezden belirlenmesi ister istemez bir ayrımcılığı gündeme getiriyor. Çünkü bu tür belirleme bazı liselerin başarılı diğerlerinin başarısız olduğu nitelendirmesinin akla getiriyor ki, bunu doğru bulmuyorum. Gerçekten bakanlık bazı liseleri başarılı, büyük çoğunluğu başarısız olarak görüyorsa, o zaman bu başarısız gördüğü okulların nasıl başarılı olabileceği üzerinde kafa yorması gerekiyor. Çünkü eğitimdeki başarı ve nitelikten birinci dereceden sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Eğitimde eşitliğin sağlanması temel hedef ise yapılması gereken budur.
Bazı okulların başarılı olarak algılanmasında çeşitli sebepler olabilir. Başta öğretmenlerin yeterliliği akla gelir. Böyle bir durum var ise bakanlık başarısız bulduğu okulların öğretmenlerini meslek içi eğitimden geçirebilir. Binaların yetersizliği ve sınıfların kalabalık oluşunun öğretmenlerin gerekli başarıyı sağlayamamasında büyük payı vardır. Bir sınıfta 35-40 öğrenci var ise burada öğretmenlerin her öğrenci ile aynı oranda ilgilenmesi mümkün olamaz, bu da öğretmenin kusurundan ve yetersizliğinden kaynaklanmaz. O zaman sınıfların öğrenci sayısını düşürmek için harekete geçilmeli, yeni okullar ya da derslikler açılmalıdır. Bakanlık önümüzdeki yıl itibariyle ikili eğitime son verileceğini açıkladı. Bunun mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü ikili eğitimde okullar sosyal etkinliklere gerektiği kadar yer ve zaman ayıramıyorlar. Bu da öğretmen ve idarecilerin bir eksikliği değildir.
Netice itibariyle bazılarının ‘başarılı’ bazılarının ‘köklü’ olarak nitelendirdikleri okulları ilan edip, buralara öğrencilerin merkezi sınavla gireceğinin açıklanması daha baştan diğer okullara gidecek öğrencilerin ikinci sınıf eğitim göreceğini akla getirir ki, böyle bir yaklaşım hem öğretmenlerimiz, hem öğrencilerimiz hem de veliler arasında ciddi sıkıntıya yol açacaktır. Bu bakımdan yapılması gereken veliler ve öğrenciler öncelikli olarak kayıt yaptıracakları okulları kendileri belirlemelidir. Böyle bir uygulama diyelim ki 300 kontenjanı olan bir liseye 500 öğrenci kayıt için başvurmuşsa bu okullar öğrenciyi sınavla alabilirler. Böyle bir durumda hem verimli-verimsiz, köklü-köksüz gibi ayrım önlenir hem de gidecekleri okulları veli ve öğrenciler belirlemiş ama sınavı kazananların buralara gireceğini baştan kabul etmiş olurlar. Bir başka husus daha düşünülebilir. Öğrenciler önce gitmek istedikleri okulları belirler, buralara ön kayıt yaptırırlar, hangi okullarda kontenjan fazlası var ise o okullar için merkezi sınav yapılacağı açıklanabilirdi.
Pek çok alanda olduğu gibi liselere geçiş sisteminde yapılan deşikliğin de aceleye getirildiğini belirtmek isterim. Nisan ayının ortasına gelindiği halde çocukların sınavda nelerle karşılaşacakları netleşmiş değil. Ayrıca bu noktaya gelinceye kadar yapılan açıklamalarda pek çok değişiklik oldu. Kısaca hâlâ kafalarda sistem netleşmedi. Hâlbuki değişiklik önümüzdeki yıl yapılsa, bu arada nelerin nasıl yapılabileceği hususunda gerekli araştırma ve hazırlık yapılmış olsaydı sanıyorum bu kafa karışıklığı ve belirsizlik olmazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.