Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kavga değil, çözüm arayışı gerekli

Kavga değil, çözüm arayışı gerekli

Seçimlere daha 1,5 yıl varken iktidar partisi Bahçeli’nin çağrısı ile niçin birden bire baskın seçim kararı aldı? Bahçeli’nin çağrısı ortakla bir görüşme olmadan yapılmış bir açıklama mıydı? Öyle idiyse iktidar partisinin bu teslimiyetçi tavrının sebebi nedir? Kampanya sebebiyle sözcülerince atılan nutuklara bakıldığında ülkemiz hızla çağ atlıyor, hızla büyüyor, toplum halinden memnun idiyse niçin Türk parası hızlı bir şekilde değer kaybediyor? Dövizin hızla yükselmesi, TL’nin değer kaybetmesinin tek sebebi dış oyunlar mı? Bunda bizim yeterince üretim yapamıyor oluşumuzun payı yok mu?

Daha pek çok soru sıralamak ve bu soruların cevabının seçim kampanyası sırasında iktidar ve muhalefet tarafından verilmesi, ondan sonra da toplumun hakemliğine gidilmesi gerekirken, iktidar ve ortağı partinin sözcüler bu alana hiç girmiyorlar. Sanki bu alan mayınlı bir arazi, girildiği an tehlike arz edecek görüntüsü var. İktidar bu alana girmeden kapımızı çalmış olan ekonomik krizi gözlerden saklamak için sürekli iç ve dış bazı çevrelerle yüksek sesle kavga ediyor. Sanırsınız ki, ülkemiz iç ve dış hainlerce sarılmış. Hemen belirteyim ki, elbette Haçlı-Siyonist ittifakı ülkemiz ve İslam dünyası aleyhine gizli-açık bir takım saldırılar gerçekleştiriyor. Ancak, buna karşılık alınması gereken tedbirler yok mu ve bu tedbirleri almak durumunda olan iktidar partisi değil mi? Bir başka ifadeyle iktidar makamı şikâyet değil çözüm bulma yeri değil mi?

Toplumun bazı gerçekleri görmemesi için sergilenen bu tavır illüzyonist bir yaklaşımın ürünü olabilir mi? Sahip olunan medya desteği vasıtayla toplumun gerçekleri duymasını ve görmesini engellemek adına yapılıyor olabilir mi? Her partinin kendine göre bir seçim stratejisi uygulamasının yadırganacak bir yanı yoktur. Ancak, iktidar ve muhalefet nasıl bir strateji benimsemiş olursa olsun, bir seçim kampanyasında ülkenin sorunları ve bu sorumlara siyasilerin çözüm önerilerinin tartışılması gerekir. Böylece farklı teklifler ortaya konularak seçimlerden sonra iktidara gelecek parti içinde bir yol göstericilik yapılmış olur. Hâlbuki iktidar partisi ve ortağı her şeyi sadece kendilerinin bildikleri, sadece kendilerinin vatansever, kendilerinin dışında kalanları topyekûn vatan haini ilan ederek toplumun önemli bir kesimini dışlamayı tercih ediyor. Böyle bir seçim kampanyasının ardından ülkede sorunlar aynen devam edecek demektir. Çünkü iktidarda bulununlar 15 yıldır bu ülkeyi yönetmektedirler ve bugün var olan sorulara çözüm bulamamışlardır. Böyle olunca yeni tekliflere ve çözüm arayışlarına ihtiyaç olduğu kesin. Bunun için de seçim kampanyasının toplumu kutuplaştırmak, söylenenlere kulak tıkamaktan geçmediğini görmek gerekiyor. Mademki bir seçim kararı alınmıştır o zaman tüm partiler tekliflerini ortaya koymalı, bunun üzerinde tartışılmalıdır. Yoksa daha baştan toplumu kutuplaştırmak kimsenin kimseyi dinlemediği bir ortamın oluşturması demektir. Bir başka ifadeyle en çok bağıranın ve medyanın önemli bir bölümüne hâkim olanların söylediklerinin duyulması, diğerlerinin ise seslerinin bastırılması anlamına gelir ki böyle bir ortamda seçim kampanyaları istenen sonucu vermeyecektir.

Söz gelimi dövizin hızlı bir şekilde artış göstermesi, paramızın erimesini sadece dış oyunlara bağlamak yeterli değildir. Çünkü paramızın değer kaybetmesinin ana sebebi dış ticaret ve cari açığımızın artarak devam ediyor olmasıdır. Bunu engellemenin yolu ise üretimi artırmak, mümkünse özellikle lüks tüketim harcamalarının kısılmasından geçiyor. Toplum olarak ürettiğimizden fazlasını tüketiyor, ortaya çıkan açığı da içerinden ve dışarıdan borç alarak kapatıyorsak bilinmelidir ki, olayı sadece dış düşmanlarla izah etmek yeterli olmaz. Bu bakımdan toplumu kamplara ayrıştırmaktan vazgeçerek bu ülkede birlikte yaşamak mecburiyetinde olduğumuz gerçeğini unutmadan partiler birbirlerini dinlemeyi öğrenmelidir. İçeride toplum kutuplaştırılarak dışarıdaki düşmanların üstesinden gelmek güçleşecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi