Orta ve yüksek öğretimde yurt sorunu
Aslında orta öğretimde yurt sorununu çözmek çok kolay. Sadece, liseye geçiş sınavlarını iptal ederek, her öğrencinin ikamet ettiği il ve ilçede liseye kayıt yaptırma imkânı sağlandığında bu yurt sorunu çözülecektir. Aslında geçen sene nispeten bu yönde adım atıldı ama sanki iyi bir hazırlık yapılmadığı için adrese dayalı kayıt sistemi tam olarak işlemedi. Ancak yeni Milli Eğitim Bakanı’nın bu konuyu önümüzdeki yıl için çözüme kavuşturacağı inancındayım. Zaten yüksek eğitimde ciddi bir yurt sorunu yaşanıyor. Buna bir de ortaöğretim eklendiği zaman öğrenciler için kalacak yer meselesi maddi ve manevi bakımdan ciddi sorun oluyor.
Ortaöğretim ile ilgi bölümü bu hatırlatma ile noktaladıktan sonra üniversite öğrencileri için kalacak yer (yurt) sorunu üzerinde durmak istiyorum. Hemen her ilimizde en az bir üniversite açıldı. Bazı illerde bu daha fazla. Böylece birçok ilimiz için öğrenciler bir gelir kaynağı haline geldi. Özellikle devlet yurdu olmayan, olanlar da yetişmiyorsa ortaya öğrenciler için ya özel yurtlar ya da ev kiralamak kalıyor. Ne var ki birçok ilimizde mevcut devlet yurtları ihtiyacı karşılamadığı için öğrenciler ya özel yurtlara ya da evlere yöneliyorlar. Böyle olunca da özel yurtlar (vakıf yurtları hariç) ve ev sahipleri fiyatları istedikleri gibi ayarlıyorlar. Bir öğrencimizin ifadesiyle bazıları öğrenciye yolunacak kaz gibi bakıyorlar. Her ilimizde üniversite açarken önemli bir ihtiyaç olan yurt sorununun da düşünülmesi gerekiyor.
Denebilir ki, tüm öğrencilerin yurt ihtiyacını karşılamak devlet için önemli yük oluşturuyor. Olabilir. Ancak, mademki ülkemizde eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılmasından yanayız ve bunun için de her ilde üniversite açılıyor o zaman açılan her üniversiteye yurdun çeşitli köşelerinden öğrenciler geleceklerdir ve bunlar için kalacak yer üniversiteye kayıt yaptırdıktan sonra en önemli meseledir.
Geçtiğimiz günler üniversitelere kayıt dönemiydi. Pek çok öğrenci velileri ile birlikte kazandıkları fakülteye kayıtlarını yaptırdıktan sonra yurt peşine düştüler. Büyük bir bölümü de devlet yurduna kayıt yaptıramadığı için özel yurtları dolaşıyor, fiyat alıyordu. Genellikle fiyatların yüksek oluşundan şikâyet ediliyordu. Buna rağmen görünen o ki, veliler kendileri yemeyecek, giymeyecek çocuklarının okumalarını sağlamaya çalışacaklardı. Bir velinin görevinin bu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak, mademki eğitimi tabanda yaygınlaştırmak istiyoruz o zaman, şartları devletin kolaylaştırması gerekmez mi?
Her ilde üniversite açılması o illerin hayatına canlılık getirmiştir. Ticari hayat hareketlenmiş, kendi halinde yaşayıp giden pek çok ilimiz açılan üniversiteler sayesinde canlılık kazanmıştır. Böyle olunca öğrencilerin yurt sorunlarını devletin bir anda çözmesi mümkün olmayabilir ama hiç olmazsa ev sahiplerinin biraz insaflı olmaları gerekiyor. Hemen belirteyim ki devletin asli işi yurt işletmeciliği olmayabilir. Onun asli görevi eğitimi yaygınlaştırmaktır. Ancak, yaygınlaştırılan eğitimin ihtiyaçları devlet eliyle olmasa bile özel sektör eliyle çözüme kavuşturulmalıdır. Belki yurt açacaklara bir takım kolaylıklar sağlayarak teşvik edilebilir. Ancak, öğrencilerin yurt ihtiyacının özel sektöre bırakılmasının ciddi takibi gerekiyor. Çünkü FETÖ olayında olduğu gibi yıllar sonra velilerden ve öğrencilerden kimlerin ev yurtlarında kaldıkları sorulabiliyor. Böyle bir yaklaşım ise hukuki değildir. Ya devlet yurt ihtiyacını karşılamalı ya da özel sektörün açtığı yurtları ciddi olarak denetlemeyerek yıllar sonra insanlara kaldıkları yurdun hesabı sorulmamalıdır.
Okullar açıldığı halde öğrencilerin pek çoğunun kalacak yer derdi çözüme kavuşmuş değil. Bunun için orta ve yüksek öğretimde yurt sorununa bir kez daha dikkat çekmeye çalıştım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.