Herkes kendi yolunda değil miydi?
MHP ile AK Parti arasında bazı konularda ortaya çıkan fikir ayrılığının ardından yerel ittifakın bittiği ama Cumhur İttifakı’nın devam ettiği mesajı medyada gündemin ilk sırasına oturdu. Bu durum genellikle, “Herkes kendi yoluna” cümlesinde ifadesini buldu. Yerelde ittifakın bittiği şeklinde bir açıklama yapılmamış olsaydı, seçimlerde MHP ve AK Parti kendi yollarına gitmemiş mi olacaktı? Olayın detayına fazlaca girecek değilim ama sanki bir seçim ittifakı MHP ve AK Parti tarafından birleşme gibi algılandığı ya da böyle takdim edilmek istendiği için olsa gerek andımız ve af konusunda ortaya çıkan fikir ayrılığı üzerine yollar ayrılmış gibi görünüyor. Hâlbuki ister genel seçimlerde ister mahalli seçimlerde partiler arasında yapılan ve bundan sonra yapılacak olan ittifaklar da her parti kendi yolunda yürüyecek, kendi düşüncelerini dillendirir/dillendirecektir. Çünkü ittifak iki partinin tüzel kişiliğine son vererek tek çatı altında toplanmak değildir. Eğer ittifaklar tek parti haline gelmek gibi algılanırsa yanlış algılanmış, böyle takdim edilmiş ise yanlış sunulmuş demektir.
Bu izahın ardından ortaya çıkan son durum aslında yerel seçimler konusunda iki parti arasında başlamamış bir ittifakın sona ermesinden ibarettir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Bu köşede daha önce de dikkat çektiğim gibi genel seçimlerde de mahalli seçimlerde de ittifaklar çoğu zaman 2+2=4 sonucunu vermez; vermiyor. Özellikle de mahalli seçimlerde ittifak oluşturulması söz konusu olduğunda bu iş genel seçimlerden çok daha zordur. Bu bakımdan MHP ile AK Parti arasında mahalli seçimlerde bir ittifak söz konusu olduğunda buna dikkat çekmeye çalışmıştım. Buna rağmen mahalli seçimlerde ittifak yapmak mümkündür. Böyle bir ittifak belli yelerde partilerden birinin seçimlere girmemesi şeklinde olabilir. Bu durumda belirlenen yerde seçime girmeyen partinin seçmeninin bir kısmı birlikte hareket edilen partinin adayına oy verebilir ama sınırlı olur. Çünkü mahalli seçimlerin şartları genel seçimlerden farklıdır. Buna rağmen MHP AK Parti’ye göre mahalli seçimlerde ittifak yapılması hususunda daha gönüllü davrandı. Özellikle de İstanbul’da aday çıkarmayacaklarını açıklayarak bir bakıma AK Parti ittifaka zorlandı ama zorlama ile çıkılan yolun sonu gelmedi.
Tüm partiler için özellikle de bir iktidar partisi için İstanbul’da seçimin kazanılması çok önemlidir. Buna Ankara, İzmir gibi illeri de eklemek mümkündür. Öte yandan MHP’nin İstanbul’da aday çıkmayacağını açıklarken Bahçeli’nin, “Kazanamayacağımız yerde aday göstermemin anlamı yoktur” mealindeki açıklaması baştan yanlıştı. Eğer partiler özellikle mahalli seçimlerde kazanamayız diyerek bazı yerlerde aday çıkarmayacak olurlarsa unutulmamalıdır, partiler için bir şehirde seçim kazanılır, bir başka kazanılmaz diye düşünmek yanlış olur. O zaman seçime girmenin anlamı olmaz. Kaldı ki, şimdiye kadar kazanılamamış bir şehirde önümüzdeki seçimlerde kazanmak mümkün olduğu gibi daha önce kazanılmış bir yerde seçimi kaybetmek söz konusu olabilir. Bunun için partiler daha önce kazandıkları şehirde yeniden kazanmak, kazanamadıkları yerde ise kazanmak için çalışırlar. Aksi halde seçimlerin anlamı kalmaz. Kaldı ki, şimdiye kadar burada kazanamadım, bundan sonra da kazanılmaz demek insanı seçmenin iradesini önceden belirlemek gibi bir sonuca götürür ki, böyle bir yaklaşım gerçekçi olmadığı gibi doğru da değildir.
Peki, netlik kazanmamış bir ittifakın “Herkes kendi yoluna” çıkışı ile sonlandırılmasının anlamı nedir? Elbette, liderlerin niyetlerini bilemeyiz ama sanki şu günlerde yaşanan pek çok problemi gündemin alt sıralarına itmek için sun’i bir gündem oluşturmaya yönelik bir hamle gibi görünüyor. Kaldı ki madem iki parti Cumhur İttifakı’nı sürdürmekte kararlıdır mahalli seçimlerde de ilan edilmemiş bir ittifakı uygulayabilirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.