ABD ve Rusya ittifakı!..
Türkiye bir seçim dönemine girmiş ve siyasi partiler aday belirleme telaşı içindeyken ABD ve Rusya ülkemizi köşeye sıkıştırmayı hedefleyen bir tavır sergiliyorlar. Bir yandan Trump, Türkiye’nin Münbiç’te etkili olmasını istemezken, bir diğer ifadeyle Münbiç’teki terör örgütlerini koruma altına almaya çalışırken Rusya’dan yapılan açıklamada özetle, “Çözüm için Kürtlerle diyalog kurulmalı” deniyordu.
Kısa bir süre önce ABD’li Bolton, “Türkiye, Suriye’deki Kürtler için güvence vermeli” derken Rusya’dan yapılan açıklamada ABD’nin çekildiği yerlerin Şam’a bırakılması gerektiği biçimde yapılan açıklama birlikte düşünüldüğünde ABD ve Rusya’nın Suriye’de gelinen noktada aynı çizgide birleştikleri görülüyor. Belki işin başından beri Suriye’de Esad’ın durumunu güçlendirmeye yönelik şimdiye kadar gizlenen duygular açığa vurulmuş oluyor. Bir yandan terör örgütleri ABD ve Rusya’nın zorlaması ile Şam rejimi ile temasa geçip masaya otururken, öbür yandan ABD’den yapılan açıklamaların içeriğinin Türkiye’yi Münbiç’ten uzak tutmak anlamına geldiği görülüyor. Sonuç olarak diyebiliriz ki, Suriye’de terör örgütlerine bir alan açılması ve burada yerleşmelerini sağlamak hususunda ABD ve Rusya farklı düşünmüyor. Bu bakımdan artık Suriye’nin geleceğini belirleme hususunda Rusya ile ABD arasında önemli bir görüş ayrılığı olmadığı görülüyor.
Tüm bu gelişmeler karşısında partilerin bir seçim heyecanına kapılarak partiler arasındaki söz düellosunun kırıp dökmeye yönelik olmaması gerekiyor. Görünen o ki, daha önce çeşitli kereler dikkat çekemeye çalıştığımız Suriye konusunda ABD ve Rusya’nın karşı karşıya gelmeyecekleri düşüncemizin doğruluğu netleşiyor. Trump’ın Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak Suriye ile ilgili planlarına razı olmaya zorlaması gündemdeki yerini hep koruyor. Bu arada Trump’ın iki gün önceki tweetinde, “Eğer Türkiye Kürtleri (YPG) vurursa Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” şeklinde ifadeleri Trump’ın küstahlıkta ulaştığı noktayı gösteriyor. Böyle bir tweetin bir devlet başkanına yakışmadığı da ayrı bir konu. Ancak, bu tweette gösteriyor ki, ABD Suriye’de en azından Irak’taki yapıya benzer bir yapı oluşturmak konusunda kararlıdır. Bu arada daha önce uygulamaya konulan Türkiye’ye karşı ekonomik terörün bir benzerinin tekrarlanabileceği tehdidinin sahibi ile uzlaşmanın mümkün olmayacağı, bu tür açıklamaların pazarlıkta el güçlendirmek için bile ayıplanması gerektiğini söylemeye bile gerek yok. Ancak, bundan sonra Suriye’de nereye varılırsa varılsın ABD ile ilişkileri dostluk sınırları içinde yürütmenin mümkün olmadığı kesin. Özellikle Suriye’de yaşananlar Türkiye için Rusya ve ABD’nin kalıcı dost olmayacaklarını/olamayacaklarını göstermiş durumda. Böyle olunca da yeni bir dünyanın kurulması ve Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin özellikle de İslam dünyasının orada yerini alması gerekiyor. Kısaca İslam Birliği olarak isimlendireceğimiz bu yeni dünya kurulmadığı sürece ABD ile Rusya arasında gidip gelerek bir takım kalıcı dengelerin oluşturulmasının mümkün olmadığını görmek durumundayız. Bu hususta kendi aramızda ortak bir davranış ortaya koymak mecburiyeti var.
Ülkemizin çıkarları söz konusu olduğunda partiler arasındaki bir takım ideolojik ve fikri ayrılıkların etrafında siyaset üretmenin anlamı kalmıyor. Elbette iktidarın içe ve dışa dönük uygulamalarındaki yanlışlar eleştirilecek, doğrusu gösterilmeye çalışılacaktır. Bu yapılırken dış tehditlere karşı birliktelik oluşturulduğunu da göstermek gerekiyor. Bu yaklaşımın özellikle iktidar kanadınca iç siyasette malzeme yapılmaya çalışılmaması şart. Çünkü o takdirde dış tehdide karşı ortak hareket için zemin oluşmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.