Derdiniz Saadet Partisi’ni ille de HDP ile ittifaka sokmak mı?
Her partinin yönetimi kendi yaptıklarından sorumludur ve yaptıkları da partilerini bağlar. Bu gerçek bilinmesine rağmen her fırsatta 31 Mart seçimlerine giderken Saadet Partisi ile HDP arasında bir ittifak varmış havası estiriliyor. Bu yalan işin aslını bilmeden söyleniyorsa ayıptır ama bilerek yapılıyorsa sadece ayıp değil aynı zamanda utanmazlıktır. Tuttuğunuz parti biraz fazla oy alsın diye böylesine lüzumsuz zorlamalara ve ahlaki kuralları çiğnemeye gerek yoktur. Seçimde yarış programlı olmalıdır. Özellikle de önümüzdeki seçimlerde adaylar il ve ilçelerine neler yapmak istiyorlarsa onları anlatmalı, hemşehrileri ile yakın temas kurmalıdırlar. Çünkü mahalli seçimler genel seçim değildir ve sonucu ülke yönetiminde bir değişikliğe yol açmayacaktır. Ayrıca, Saadet Partisi’ne yönelik genel seçim kampanyası sırasında da yalana dayalı bir kampanya yürütüldü. Genel seçimlerde CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi arasında seçim barajını aşmaya yönelik dirsek teması kuruldu. Çünkü yıllardan beri devam edip gelen bir siyasi sistemi değiştirenler nedense yüzde 10’luk seçim barajını kaldırmaya ya da düşürmeye yanaşmadılar. Yeni sistemde öylesine iddialıydılar ki, artık siyasi istikrarsızlık hiç olmayacak, krizler dönemi geride kalacaktı. Ama daha yeni sistem tam olarak rayına oturmadan siyasi kriz olarak nitelendirilebilecek gelişmeleri önlemek için iktidar partisi ittifak oluşturdu. Kendileri oluşturdular ama kendileri dışında ittifak oluşturanlar ya da kendi etraflarında yer almayan partilere karşı sürekli saldırı halinde oldular.
Bu arada iktidarın yandaş medyası şehit kanlarını da siyaset malzemesi yapmaya başladı. Belli ki seçim kazanmak için her yol mübahtır anlayışı ile hareket ediyorlar. Şehitlerimizin bir seçim malzemesi yapılmasının kabul edilir bir yanı olmadığını sanıyorum söylemeye bile gerek yok. Ayrıca, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun çeşitli kereler, ‘Seçimlere tek başımıza giriyoruz’ açıklamasına rağmen ısrarlı bir şekilde iktidar yanlısı medya ve bazı sözcüleri Saadet Partisi’ni HDP ile yan yana göstermeye çalışıyorlar. Belli ki, Saadet Partisi’nin seçimlerde bir ittifak oluşturmamış olmasından ciddi olarak iktidar kanadı rahatsızdır. Bu rahatsızlıklarını da Saadet Partisi’nin seçimlere ittifaksız girmesi oluşturuyor. Öyle olunca da ittifak olmasa bile öyle bir görüntü vermeye ve algı oluşturmaya çalışıyorlar. Böyle bir yaklaşımın ne kadar haksız ve çirkin olduğunu düşünseler, yaptıklarından ve söylediklerinden utanabilirler ama öyle anlaşılıyor ki ille de Saadet’i ittifak halinde göstermeye kararlıdırlar. Çünkü Saadet toplum tarafından görülmeye ve benimsenmeye başlanmıştır. İşte iktidar kanadını rahatsız eden husus budur. Bu rahatsızlık ile de başta yalan olmak üzere her türlü yola başvurmakta bir sakınca görmüyorlar.
İşin üzüntü veren tarafı Saadet Partisi ille de bir ittifakın içinde gösterme gayretine AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmuş durumda. Bu tavrı TRT’de bir programda sürdürünce ister istemez Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu basın mensuplarına bir kez daha açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu açıklamayı aktararak bir seçim kampanyasının var oluş mücadelesine dönüştürmenin anlamsızlığını hatırlatmak istiyordum. Karamollaoğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TRT’de yaptığı açıklama ile ilgili cevabını aktarmak istiyorum:
“Bize karşı bir takım yakıştırmalar yapılmaya çalışılıyor. Onlara karşı bizim net bir tavrımız olduğunu, bizi bir yere yamamaya çalışanların başarılı olamayacağını, seçimlere tek başımıza girdiğimizi ifade etmek istiyorum. İtham etmek hoş bir şey değil. Biz ülkenin problemlerini çözmek yerine birbirimizin kuyusunu kazarsak bundan kimse fayda sağlamaz.”
Bu açıklamaya rağmen bir takım iktidar yanlıları ve sözcüler yalan kampanyasını sürdürmek isterlerse onları Allah’a havale etmek en güzel yol olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.