Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Devlet adamı uzağı görendir

Devlet adamı uzağı görendir

Rahmetli Erbakan Hocamın ahirete intikal edişinin yıldönümü vesilesiyle bu hafta sevenleri tarafından “Erbakan’ı anma haftası” olarak ilan edildi. Bu vesileyle çeşitli toplantılar ve etkinlikler düzenleniyor, hatıralar tazeleniyor. Hatıraların tazelenmesi de insanların geçmişe manevi yolculuk yapmalarına, özlemin artmasına vesile oluyor. Bunun da ötesinde rahmetli Hocama ülkenin ne kadar çok ihtiyacı olduğu görülüyor. Çünkü o ayaküstü, aklının estiği gibi kararlar almaz, ömür boyu sağladığı hayata dair birikiminin süzgecinden geçirerek ve özellikle de bir konuda karar vermeden ve bunu açıklamadan önce kesinlikle çevresi ile istişare ederdi. Bir başka özelliği ise alacağı kararın sadece bugüne dair sonuçlarını değil, gelecek yıllara dair neticelerini de düşünerek karar verirdi. Yani, Erbakan Hoca günübirlik değil, geleceğe dönük kararlar alır, aldığı bu kararları da inancının mihenk taşına vururdu.

Bu konuda öylesine kararlıydı ki, inancının ölçüsüne ters bir karar almaktansa bir takım saldırı ve iftiraları göze alırdı. Öyle olmasaydı, koltuk uğruna birilerine şirin görünmek için düşüncelerinden ve inancından taviz vermeyi içine sindirebilmiş olsaydı 4 partisi kapatılarak beşincisini kurmak zorunda kalmazdı. İnandığı yolda yürümekte dünyaya dönük bir takım çıkarlar için hiçbir zaman tereddüt etmedi. O hep kendisinin seferden sorumlu, zaferin Allah’ın (c.c.) takdirinde olduğuna inandı. Çıktığı yolda yürümekten, doğru bildiklerini ve inancının gereğini toplum ile paylaşmaktan geri durmadı.

Başlıkta bir devlet adamının uzağı görme ona göre konuşma, kararlar alma ve adımlar atabilmesi gerektiğine vurgu yaptım. Bu özelliğini hayatı boyunca korudu. Özellikle de bu ileriyi görerek aldığı kararlar, attığı adımlar ve yaptığı açıklamalar toplumun büyük bir kesimi tarafından anlaşılmamış ya da anlaşılmak istenmemiş, bir takım art niyetli kişiler ve özellikle de Erbakan Hocamın dünya görüşü ve inancından rahatsız olan çevrelerce istismar edilmiş olmasına bile aldırış etmedi. Çoğu zaman en yakınında bulunan bir takım kimseler bile Erbakan Hocamın yaptığı basın toplantısının ardından söylenenlere geleceğe dönük yönünü kavrayamadıkları için, “Bugün de bunlar söylenir miydi?” şeklinde kendi kendilerine söylenenler olmuştu. Bugün gelinen noktada toplumun tüm kesimlerince Hocamın haklılığı ifade ediliyor. Hatta zamanında anlayamadıkları için üzüntülerini ifade edenlerin sayısı az değil.

Bu noktada Hocam bugün yaşıyor olsaydı, geçmişte karşı tavır sergileyenler bugün yanında yer alırlar mıydı? Yoksa eleştirilerini sürdürürler miydi? sorusu akla geliyor. O kesimlerin tavırlarında değişiklik olmazdı belki ama toplum Hocamın dediklerini ve ne yapmak istediğini anlayabilmiş olsaydı sanıyorum ülkemiz her bakımdan bugünden farklı bir konumda olurdu. Sanayi hamlesi hedefine ulaşır, ülkemiz küresel sermayenin sömürü alanı olmaktan çıkar, İslam dünyasına örnek hale gelebilirdi. Haçlı-Siyonist ittifakı bunu gördüğünden önünü kesmek için ellerinden geleni yaptı. Ne yazık ki istedikleri hedefe ulaştılar.

Hemen belirteyim ki sevdiklerimizin senede bir gün hatırlanmasına karşıyım. İnsan sevdiğini her an hatırlar, anar. Çünkü o onun hayatının şekillenmesinde etkili olmuştur. Erbakan Hocamın benim hayatımda yaptığı köklü değişiklik gibi. Bu sebeple vefatının ardından yazdığım yazıda duygularımı, “Öksüz kaldık” şeklinde özetlemiştim. Bu duygularım bugün de aynın devam ediyor, özlemim her geçen gün artıyor. Mekânın cennet olsum Hocam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi