Yüksek Askeri Şûra kararlarına katılmadıklarına dair Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın koyduğu şerh bana biraz anlamsız geliyor... Yüksek Askeri Şûra kararlarına Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın bu kararlara yargı yolunun kapalı oluşu sebebiyle muhalefet şerhi koyduklarını biliyorum... Ve muhalefet şerhinin tüm Yüksek Askeri Şûra kararlarına değil, genellikle ihraçlarla ilgili bölümüne olduğunu da biliyorum. İlk bakışta bu şerh insana çok makul geliyor ve sanki ihraç kararlarına karşı bir tavır gibi görünüyor... Elbette bir insan görevinden ihraç ediliyorsa hakkını yargıda arayabilmeli... Bu askerler için de siviller için de geçerli olmalı diye düşünüyorum.

Ancak, anlayamadığım husus Başbakan, Yürütme Organı'nın başı olduğuna göre Yüksek Askeri Şûra'nın tüm üyelerinin de amiri durumunda değil midir de kendisine bağlı birimler tarafından hazırlanmış bir karara "hayır" deme yetkisi olmadığı için muhalefet şerhi koymak durumunda kalıyor... 26 Temmuz 1972 yılında kabul edilen 1612 sayılı yasa ile kurulmuş olan Yüksek Askeri Şûra'da Başbakan dahil tüm üyelerin bir oy hakkı var ve yasaya göre şûrada kararlar oy oy çokluğu ile alınabiliyor. Şûra'da asker üyeler çoğunlukta olduğuna göre de buradan askerlerin karşı çıkacağı bir kararın geçmesi mümkün olmadığı gibi zaten Şûra'ya askerlerin istemediği bir kararın gelmesi de mümkün görünmüyor. Bunun yanında sivil üyeler azınlıkta olduğu içinde siviller ne kadar karşı olurlarsa olsunlar Şûra'nın gündemine alınmış bir kararın kabul edilmemesi de söz konusu değil.

Yasada Şûra'ya Başbakan'ın başkanlık edeceği, Başbakan katılmadığı takdirde Genelkurmay Başkanı'nın başkanlık edeceği hükmü yer almaktadır. Hatta oylamada eşitlik olduğu takdirde Başkan'ın oyu istikametinde kararın çıkacağı hükmü de yer almasına karşılık böyle bir durumun fiilen mümkün olmadığını anlamak için zorlanmaya gerek yok.

Maksadım Yüksek Askeri Şûra'nın yapısı üzerinde durmak değil. Hatta, Şûra toplantılarında Başbakan ile Genelkurmay Başkanı'nın yanyana iki eşbaşkan gibi oturuyor olmaları üzerinde fazlaca durulacak bir husus olmayabilir. Ancak, icranın başı durumunda olan kişinin önüne gelmiş bir karara muhalefet şerhi koymanın ötesinde müdahale imkanı yoksa bu yasada bir sıkıntı var demektir. Eğer Başbakan gerçekten Yüksek Askeri Şûra kararlarına yargı yolunun kapalı oluşu sebebiyle muhalefet şerhi koyuyorsa bunu düzeltmenin yolu Meclis'ten yani Yüksek Askeri Şûra Kuruluş ve Görevleri hakkındaki kanunda değişiklik yapılarak bu kararlara yargı yolunun açılmasından geçer. Kaldı ki, söz konusu yasada 1979,1980 ve 1983 yıllarında üç defa değişiklik yapılmış olduğuna göre şimdide yapılabilir. Ortada bir adaletsizlik varsa bunu düzeltme görevi Parlamento'ya düşer. Bunun içinde İcra olarak hazırlanacak bir değişikliğin Meclis'e sevki gerekir.

Yüksek Askeri Şûra'ya ihtiyaç duyulmuş ve bu husus bir yasa ile düzenlenmiş ancak, belli ki uygulamada bazı sıkıntılar ortaya çıkıyor ve bu sıkıntılar karşısında Başbakan ve Milli Savunma Bakanı muhalefet şerhi koymak durumunda kalıyorlar. Ama koydukları muhalefet şerhinin hiçbir hükmü yok... Ne icranın başı olarakBaşbakan bu kararları yargıya götürebilmekte ne de engelleyebilmektedir. Böyle olunca da Başbakan kendisine bağlı birimlerin aldığı karar karşısında çaresiz bir duruma düşmüş olmaktadır.

Bu kararlara yargı yolu açıldığında ne olur? Hissi denebilecek ihraçlar engellenebilir mi? Doğrusunu söylemek gerekirse ülkemizde her zaman yargı kararlarında bir takım kişisel değerlendirmelerin tesiri olabilir ama hiç olmazsa ordudan atılan insanlar haklarını aramış olurlar.
Aslında bu ülkede sivilleşecek miyiz yoksa mevcut yapı içinde devam edip gidecek miyiz sorusuna karşı iktidarın tavrını belirlemesi gerekiyor... Eğer verilecek bu karar sivilleşme yönündeyse o zaman yapılacak işlerin başında yeni bir sivil anayasanın yapılması gerekiyor. Yok eğer sivilleşmenin lafını edip statükonun korunması isteniyorsa o zaman da YAŞkararlarına şerh koymanın bir anlamı yoktur diye düşünüyorum.