Karayalçın ve Kılıçdaroğlu neye aday olduklarının farkındalar mı?
CHP'nin Ankara ve İstanbul Belediye Başkan adayları Murat Karayalçın ve Kemal Kılıçdaroğlu öylesine vaatlerde bulunuyorlar ki sanırsınız bu iki CHP belediye başkan adayı Başbakanlığa adaylar. 29 Mart'ta yapılacak seçim mahalli idareler seçimi değil de genel seçim ve bunlar da muhalefet partilerinin genel başkanları olarak seçime giriyorlar, partileri seçimi kazanacak olursa bunlar da Başbakan olacaklar!
İkisi de CHP'den aday olduklarına göre ikisinin birden Başbakan olması mümkün değil! Bu bir ikincisi ve asıl önemlisi yapılacak olan mahalli seçim, yani genel seçim değil. Bu konu üzerinde ileride genişçe duracağız. Şimdi niçin "Karayalçın ve Kılıçdaroğlu neye aday olduklarının farkındalar mı?" soruma geleyim.
CHP yıllardan beri belediyelerin halka yaptığı çeşitli yardımları eleştirir, her fırsatta bunun bir oy avcılığı olduğunu ileri sürer.. Bu iddianın doğru ya da yanlışlığı ayrı bir konu. Şahsen belediyelerin gizliliği ve nezaket kurallarını hiçe sayan yardım dağıtma şekillerini beğenmiyorum.. Gönlüm bu ülkede yardıma muhtaç hiç kimse kalmasın istiyor.. Zaten iktidarların görevi de bu değil mi? Önce işsizleri iş sahibi yapmak, daha sonra da çalışanların, emeklilerin hayat standardını yükseltmek.. Bunun için iktidar olunmaz, bunun için milletten oy istenmez mi? Bu gerçeğe rağmen uygulanan yanlış politikalar sebebiyle ülkemizde günden güne bir yandan işsizlerin sayısı artıyor, öbür yandan fakirler giderek daha da yoksullaşıyor.
Bu gerçek ortada olmakla birlikte CHP'nin olayı sürekli olarak istismar etmesini de tasvip mümkün değil. Bir yandan belediyelerin halka yardım dağıtmasına karşı çıkıp bunu malzeme olarak kullanırken şimdiler de CHP'li Ankara ve İstanbul belediye başkan adaylarının vaat yarışına çıkmalarını, tüm yoksul ailelere ayda 600 Tl. vereceklerini, bu paraların her ailede kadının banka hesabına yatacağını açıklamalarını anlamak mümkün değil.
Belediye başkanlarının öncelikli konusu sanıyorum yoksullara para dağıtmak olmamalı.. Bu görev hükümetlere aittir ve böyle bir para dağıtmaya da belediyelerin bütçeleri yeterli gelmez..
Karayalçın adaylığının açıklandığı ilk günlerde Ankara'da 90 bin yardıma muhtaç aile olduğunu bunların hepsine ayda 600 lira yardım yapılacağını açıklamıştı. Biz de o günlerde Karayalçın'ın bu hesaba göre dağıtacağı yardımın aylık 54 milyon (eski hesaba göre 54 trilyon) yıllık 648 milyon (eski hesaba göre 648 trilyon) olduğunu hatırlatmış, belediye bu parayı yardım olarak dağıttığı takdirde belediye hizmetlerini yapmayacak, yapamayacak duruma düşecektir demiştim.. Kısacası Ankaralı için belediye hizmetleri açısından perişan bir dönemin başlaması anlamına geldiğine dikkat çekmiştim. Şimdi de CHP İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu Mine Şenocaklı ile söyleşisinde Karayalçın'ı hatırlatan sözler etmiş. Kılıçdaroğlu, "Biz kömür ve erzak dağıtmayacağız. Bunun yerine yoksul ailelere her ay 600 lira yardım yapacağız. Her evde de bir kişiyi sigortalı yapacağız" demiş. Elbette bu söylediklerinin İstanbul için mali boyutunu hesaplamıştır, hesaplamamış ise de hesaplamak zorundadır. Ankara ile ilgili rakamları yukarıya yazdım. Sanırım İstanbul söz konusu olduğunda bu rakamları en az dörtle çarpmak gerekir.
Karayalçın ilk açıklamasında Ankara'da 90 bin yoksul ailenin varlığından ve bu ailelere ayda 600 lira yardım yapacağından söz etmişti.. Kılıçdaroğlu İstanbul için bir adım daha atarak yoksul ailelere hem her ay 600 lira yardım yapacağını hem de her ailede bir kişiyi sigortalı hale getireceğini söylüyor. Her ailede bir kişi naıl sigortalı yapılacaktır? Belediyede işe mi alacaktır yoksa bu insanları isteğe bağlı sigortalı yapıp primlerini belediye olarak mı ödeyecektir? Buna kanunlar izin verir mi? Belediyenin böyle bir yetkisi var mıdır? Bunlar hep cevaplandırılması gereken sorular olmakla birlikte sanıyorum gerek Karayalçın gerek Kılıçdaroğlu havaya öylesine girmişler ki belediye başkanlığına değil Başbakanlığa aday olduklarını, halk kendilerine oy verirse seçimin arkasından başbakanlık koltuğuna oturacaklarını sanıyorlar! Sanmalarına ve hayal dünyalarını böylesine geniş tutmalarına bir diyeceğim yok ama bu memlekette sadece bir tek Başbakanlık koltuğu olduğunu hatırlatmak isterim. Milleti kandırmak anlamına gelen bu tür vaatlerden de sadece Karayalçın ve Kılıçdaroğlu değil, tüm başkan adaylarının vazgeçmelerini tavsiye ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.