Emperyalistlerin İran korkusu
Hürriyet'in dünkü manşeti "İran dünyayı karıştırdı" şeklindeydi. Başlığı görünce ne olmuş, yoksa İran komşularına İsrail'e ya da ABD savaş gemilerinden birine mi saldırdı diye düşündüm. Haberin spotunda ise "İran'dan gelen sürpriz 'İkinci uranyum zenginleştirme tesisini inşa ediyoruz haberi G-20 zirvesinin gündemine bomba gibi düştü" deniyordu. Buraya kadar haberin ne olduğunu anlamak mümkün değil. Merak ediyoruz biraz daha detaya inmeye çalışıyoruz. Karşılaştığımız durum sanıyorum sizi de şaşırtacaktır.
İsterseniz haberin detayını birlikte okuyalım: "Tahran yönetimi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Baradei'ye geçen pazartesi günü bir mektup göndererek, Tahran'ın 160 kilometre güneybatısında ikinci tesisin varlığı hakkında bilgi verdiği ortaya çıktı."
Yani ortada sıra dışı bir gelişme yok. İran Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu'na ne yaptığı hakkında bilgi veriyor. Halbuki haberin başlığına ve alt spotuna baktığınızda sanki İran'ın gizli bir çalışması varmış da o gizli çalışma farklı yollardan öğrenilmiş havası estiriliyor. İran'ın uluslararası bir kuruluşa çalışmalar hakkında bilgi vermesinin dünyayı karıştırmakla ne ilgisi olabilir?
Haberin biraz daha detayına inildiğinde İran'ın dünyayı niçin karıştırdığı, niçin bizim bazı gazetelerimizi şaşkına uğrattığını anlıyoruz. İşte sebep:
"İran'ın bu açıklaması, Natanz kentindeki nükleer faaliyetlerini askıya alması yönündeki 6 Batılı ülke tarafından verilen ültimatomdan bir gün sonra geldi. İran'dan dünyayla dalga geçer gibi yapılan açıklamaya dünya liderlerinin tepkisi de büyük oldu"
Belli ki İran'ın ültimatoma aldırmayarak bildiği yolda devam etmesi öfkenin esas sebebini oluşturuyor. Genelde emperyalist güçler gelişmekte olan ülkelere ne talimat verdilerse aynen uygulanmasına alışmış olmanın şaşkınlığı içindeler. İran'ın kendilerine kafa tutmasını hazmedemiyorlar.
Hemen belirteyim ki nükleer silahların imha edilmesini destekleyenlerden birisiyim. İnsanlığın bir birini yok etmek için para ve enerji sarf etmek yerine insanlığın mutluluğu için para ve enerji sarf etmesini savunanlardanım. Bu düşüncemde hiçbir değişiklik olmuş değil. Ancak, İran'ın nükleer araştırmalarından rahatsızlık duyanların öncelikli olarak kendi ellerindeki nükleer silahları imha etmeleri gerekiyor. Bunun da ötesinde İsraile nükleer silahları niçin verdiklerinin yapabilirlerse makul bir şekilde izah etmeleri lazım.. Bir yandan İsrail'e hiç söz söylemeyenlerin İran söz konusu olunca hemen ayağa kalkmaları, paniğe kapılmalarının ciddi bir yanı olamaz.
Bu arada ABD Başkanı Obama'nın, "İran dünyaya meydan okuyor", Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin "Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiler", İngiltere Başbakanı Brown'un "Bizi şoke ettiler. Tüm seçenekler masada" şeklindeki sözleri emperyalizmin kanlı dişlerini göstermekten öte bir anlam ifade etmez. Güvenlik Konseyi kararları sadece İran ya da benzeri ülkeleri mi bağlıyor? Söz konusu Konsey daha önce nükleer silahlara sahip olmuş hatta bu silahları kullanarak yüz binlerce insanın ölümüne yol açmış olan ülkelere karşı bir karar alamaz mı?
Alamaz elbette. Çünkü, Güvenlik Konseyi denen organ 5 daimi üyesinin aleyhine karar alamaz, sadece onları korumak için oluşturulmuştur. Yani adil olmayan dünyanın adil olmayan kuruluşları karşılarına benzer silaha sahip yeni bir ülke çıkmasın istiyorlar.
Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin telaş ve öfkelerini anlamak mümkün de bizim bazı gazetelerimizin haberi İran'ın dünyayı karıştırdığı başlığı altında vermelerini anlamak mümkün değil. Diyelim ki Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri aleyhine karar alması mümkün değil. Peki İsrail hakkında niçin alamaz, bir yaptırım uygulayamazlar? İsrail Güvenlik Konseyi'nin gizli altıncı daimi üyesi mi?
Sanıyorum dünyamızın ana sorunu samimiyet sorunu? İkiyüzlü ve çifte standarda dayanan uygulamalar karşısında İran örneğinde olduğu gibi birilerinin "Yeter artık" demesinden çıldırıyor olmak bunun ifadesi olsa gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.