Kısa sayılmayacak bir iznin ardından Allah’a şükürler olsun yeniden birlikteyiz. Baharın bütün güzelliği ile hüküm sürdüğü Akdeniz kıyılarından akşam karanlığında Ankara’ya dönünce ciddi bir soğukla karşılaştık. özellikle geceleri kaloriferlerin yandığı bir Ankara Akdeniz kıyılarına göre sanki kışı yaşar gibiydi.

Akdeniz kıyılarında Anamur ağırlıklı olmak üzere Bozyazı ve Aydıncık’da pek çok kişi ile görüşme ve konuşma imkanı bulduk. Anamur’da yeni kurulan Anamur Sanayici ve İşadamları Derneği (ANASİAD)’ın kuruluş yemeğine davetli olarak katıldık. Burada yapılan konuşmalarda ve ikili sohbetlerimizde gördük ki gündem ekonomi. Hatta Ankara’dan toplantıya katılmak için Anamur’a gelmiş olan siyasiler Ersoy Bulut ve Tevfik Diker’in de gündemini ekonomi oluşturuyordu. ANASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Asım Cep’in konuşmasını da baştan sona ekonomi oluşturuyordu. Sayın Cep özellikle ilan edilen ile gerçek enflasyon rakamlarının farklılığına dikkat çekiyor, bunun da ekonominin geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturduğuna vurgu yapıyordu. Kısacası ülkemizin sıcak bölgesinde ekonomi bakımından soğuk rüzgarlar esiyordu. Tarımla uğraşan bölge insanları hemen girdi fiyatlarındaki yüksek artışa dikkat çekiyor, ürettikleri ürünün fiyatlarında ise geçen yıla göre düşüş olduğunu belirtiyorlardı.özellikle gübre fiyatlarındaki artış ile mazot ve elektriğe yapılan zamlar çiftçiyi iyice kötümser yapmış.

Hemen belirteyim ki ekonomideki kötü durum insanları ne kadar çok meşgul ediyorsa siyasi gelişmeler ve özellikle de AKP hakkında açılmış olan kapatma davası bunun tam tersi fazlaca gündemde yer almıyor. Siyasi parti temsilcileri bile siyasetten kopmuş gibi görünüyorlar. Güney’de dikkatimi çeken bir başka husus ise insanlar hangi partiden olurlarsa olsunlar AKP’nin kapatılması ile sonuçlanacak bir duruma soğuk bakıyorlar. Ankara’nın aksine Anadolu’da insanlar sanki siyasi fanatizmi aşmış gibiler. Bunda ekonomideki sıkıntıların giderek krize dönüşme ihtimalinin belki de artık halkın siyasi fanatizmden bıkmış olmasında rolü vardır. Yani insanlar farklı siyasi kanaatlere sahip olmalarına rağmen, AKP hakkında açılmış olan kapatma davasından zevk almıyor, bunu bir siyasi çıkarın hesabı olarak değerlendirmiyorlar. Buna karşılık dava sebebiyle AKP’ye fazlaca bir masumiyet de yüklemiyor, mağdur bir parti olarak görmüyorlar. Doğrusu böyle bir tavrı da anlayabilmiş değilim. Demek istediğim o ki, ekonomideki kötüye gidiş insanların ana ilgi alanını oluşturuyor, bunun da dışındaki gelişmeler şu anda halkın gündemini fazla meşgul etmiyor. İnsanların ilk sorusu “Ankara’da neler oluyor?” olsa da bir iki cümle sonra anlıyorsunuz ki Ankara’da nelerin olduğu da halkımızı çok fazla ilgilendirmiyor. Konuşma biraz ilerleyince anlıyoruz ki ekonomideki ve siyasetteki tıkanma karşısında halkımız giderek ümitsizliğe sürükleniyor... Hatta “Kimse bu durumu düzeltemez” gibi bir kanaat yaygınlaşıyor... Sanıyorum ülkemiz için esas tehlikeyi bu ümitsizlik oluşturuyor.

AKP ile ilgili kapatma davası nasıl giderek milletin gündeminden çıkmaya başlamışsa, Ergenekon davası çoktan çıkmış bile. Bunu hem çeşitli kesimlerden insanlarla yaptığım görüşmelerde müşahede ettim hem de Sevgili Cemil Sever’in üstün bir çaba ile ayakta tuttuğu Türkmen FM’de Vedat çelikbaş’ın sunduğu “Akdeniz Sohbetleri” programında yöneltilen sorulardan anladım. Bozyazı ve Anamur’daki tüm etkinliklere davet eden Vedat çelikbaş, daha Ankara’da iken hem ANASİAD’ın kuruluş yemeğine davet etmiş hem de Akdeniz Sohbetleri programına katılma sözü almıştı.

Bu arada dikkatimi çeken bir başka hususa temas etmek istyorum... Anamur’da gerek ikili görüşmelerimizde gerek ANASİAD’ın kuruluş yemeğinde yapılan konuşmalarda ”Ben” den kurtulup “Biz” olabilmenin önemine dikkat çekildi. Böylece birlik halinde hareket etmenin önemine vurgu yapılıyordu. Herkes bu görüşte birleşmesine rağmen ne Anamur ne de ülkemizin geneli için “Ben” den “Biz”e ulaşılabildiğini söylemek maalesef mümkün değil... Ancak, bir gerçek etrafında oluşan bu fikri beraberliğinin en kısa zamanda fiiliyata geçmesi sanıyorum ülkemizin pek çok sorununun çözümünde önemli rol oynayacaktır.

Bu arada Anamur’a her gidişimde yakın dostluğunu gördüğüm aziz kardeşim Saadet Partisi İlçe Başkanı Menderes Bora ve ailesine teşekkürü bir borç biliyorum.