Milli Eğitim Bakanlığı eğitim sistemini yeniden yapılandırmayı öngören bir yönetmelik taslağı hazırlamış. Bu taslak çeşitli kurumlara gönderilerek görüşleri sorulmuş.Görüşü sorulan bir yerlerde bu taslak yönetmeliği medyaya servis etmiş.Bu bakımdan daha ortada bir yönetmelik yok sadece taslağı var.Buna rağmen yönetmeliğin pek çok bölümü üzerinde durulmazken sadece evlenmek isteyen liselilere bu hakkın tanınmasını öngören hüküm medyanın havalanmasına yetti.

Halbuki zorunlu eğitimin kesintilide olsa 12 yıla çıkartılmasının yeni sorunlara yol açacağını, ülkemizin bazı yörelerinde evli liselilerin ortaya çıkacağını bu köşede dile getirmiştim. Aslında Medeni Kanun evlenmenin hükümlerini belirlemiştir. Bu bakımdan evlenecek olan ister lise ister üniversite öğrencisi olsun, Medeni Kanun'daki hükümlere sahip olması gerekiyor. Yani Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırlamakta olduğu yönetmelikle Medeni Kanun'un hükümlerinde bir değişiklik söz konusu değil. Zaten yönetmelikler kanun hükümlerine aykırı olamaz. Bir gazete köşesinde kalem oynatan herkesin bunu bilmesi,eğer bilmiyorlarsa yazıyı bırakmaları gerekir. Biliyorlar da muhalefet olsun diye birkaç gündür kıyamet kopartıyorlarsa buda yaptıkları işin ciddiyeti ile bağdaşmaz.

Bu girişten sonra bazı hususları hatırlatmak istiyorum.

Bu ülkede yaşayan herkes bilir ki bazı bölgelerde evlenme yaşı Medeni Kanunun öngördüğü sınırın altındadır.Bu bakımdan gençler evlenirler ama resmi nikahlarını yaşları Medeni Kanun'un istediği sınıra geldiğinde yaparlar.Bunun doğru ya da yanlış olduğu ayrı bir konu.Ülkenin gerçeğini hatırlatıyorum.Hatta,tanıdığım bazı lise öğrencisi kızların içinde ailesinin muhalefetine rağmen okulu terk ederek kocaya kaçtığını biliyorum.Bu bakımdan zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılarak lise ve dengi okulları da kapsaması beraberinde böyle bir sorunu kendiliğinden gündeme getirmiş oldu.Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılmasına alkış tutanların bugün lisede evliliğe vizeyi tartışmaları, buna karşı çıkmaları gerçekçi bir yaklaşım olmaz.

Üzerinde durmak istediğim bir başka husus ise liselerde evlilik ülkemizde ilk defa gündeme geliyor değildir.1958 yılında akşam liseleri öğretime başladığında bu okullarda evlilik serbestti.Elbette Medeni Kanunun aradığı şartlara uygun olanlar için.Bu liselerde okumuş birisi olarak sınıf arkadaşlarımın büyük bölümü evliydi ve aramızda hiçbir problem söz konusu olmamıştı. Bende ikinci sınıfta evlenmiştim. Yani bir yandan çalışıyor, bir yandan okuyor, bir yandan da çocuk büyütüyorduk.

Bu arada yapılan bir takım hesaplarda bana göre gerçeğe uymuyor. Genellikle çocuklar ilkokula 6 yaşında başlatılıyor ve üzerine 8 sene eklenerek 14 yaşında liseye başlatılıyor.Dört senede lise eklenince bir öğrencinin lise hayatının 18 yaşında biteceği hesap ediliyor.Tüm öğrencilerin bu hesaba uyacağını düşünmek doğru olabilir mi? Okula geç başlama, sene kaybetme gibi sebeplerle lisenin bitme sınırı 20'yi bulabileceği gibi geçmesi bile mümkündür. Yüksek tahsil yapmayı düşünmeyen gençlerin bu yaşlarda evlenmeyi düşünmesi doğal değil mi? Özellikle meslek liselerine kaymış, meslek edinmiş gençler söz konusu olduğunda sanıyorum lisede evlilik daha da anlaşılır olur.Bu bakımdan işin başında zorunlu eğitim kapsamına liselerin alınmasına karşı çıkmak gerekirdi.Bu yapılmadı, herkes alkış tuttu,şimdi evlilik üzerinden polemik yapılıyor.

İlkokul öğretmenliği yaptığım yıllarda okuttuğum 4. sınıfta nişanlı kız ve erkek öğrencilerim vardı. Hem de bu olay Ankara'ya 40 kilometre mesafede bir köy okulunda yaşanıyordu. Bu nişanı benim bildiğim gibi okul yönetimi de biliyordu. İlkokul biter bitmez bu gençler düğün yaparak evlendiler. Nikah kıyıldı mı kıyılmadı mı orasını bilmiyorum. Ancak yaşları oldukça büyüktü. Biran evvel mezun etmek isteniyordu.

Kısacası liselerde evlilik gündeme ilk defa gelmediği gibi bir felaketin habercisi de değildir.