Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Biz ne yapmalıyız?

Biz ne yapmalıyız?

Tüm toplum gibi bizler de AKP'nin kapatılma davası ile Ergenekon davasına kilitlenmiş ve neticesinin ne olacağını merakla bekliyoruz. Elbette muhtemel sonuçlarla ilgili bazı tahminlerimiz yok değil. Buna rağmen tüm toplum bu iki davaya odaklanınca sanki bu ülkenin acilen çözüm bekleyen meseleleri yokmuş gibi hava esmeye/estirilmeye başlandı. İktidar partisi hakkında kapatılma davası açılmış olması ve mevcut iktidarı darbe yoluyla devirmek üzere çete oluşturmak iddiasıyla açılan davaların önemini tartışmayla bile gerek yok. Bu ülkede yaşayıp da bu davalar karşısında ilgisiz kalmak düşünülemez. özellikle Ergenekon davası Cumhuriyet tarihinin bu yöndeki ilk davası olarak algılanabilir ve 80 yıllık birtakım antidemokratik alışkanlıkların tasfiyesine sebep olabilecek niteliktedir. Bu yönüyle sistemin demokrasi dışı bir anlayıştan temizlenmesi hareketi olarak da değerlendirilebilir. Böyle olunca da özellikle Ergenekon davası üzerine tüm dikkatlerin toplanmasını yadırgamamak gerekir.

Gerek kapatma gerek Ergenekon davalarının önemine bu vurguyu yaptıktan sonra bir başka hususa dikkat çekmek istiyorum. O da, özellikle siyasetin içinde olanlar ve en azından ilgililer için seyircilikten kurtulmak gerektiği hususudur. Tek başına seyircilik ülke sorunlarına çözüm arama ve bulmada hiçbir işe yaramaz. Seyirciler birtakım merkezlerden alınmış kararlar sonucu uygulamaya konulmuş plan ve proğramlarda kendilerine biçilmiş seyircilik görevini yerine getirmek durumundadırlar. 

ülke sorunlarının hallinde etkili olabilmenin yolu seyircilikten kurtulmak, sahnelenen oyunda az ya da çok belirleyici olmaktan geçiyor. ülke sorunlarının halli hususunda kendisine sorumluluk düşmediğini düşünenlere söyleyecek fazla bir sözüm yok. çünkü, onlar baştan seyirciliği kabul etmişler, kendilerine ne sunulursa onu kabule hazır kitlelerdir. Ancak, ülkesinin meselelerine çözüm arama ve sunma hususunda iddiası olanlar için seyircilik olmaz. Her durumda ve gelişme karşısında memleketi ile ilgili derdi ve davası olanlar kendilerine sık sık "Biz ne yapabiliriz?" sorusunu sormak durumundadırlar. Bazıları bu sorunun cevabı olarak mı yoksa AKPkapatılacak olursa ortaya çıkacak boşluktan yararlanmak adına mı bilinmez birtakım yeni parti oluşumlarını harekete geçirmenin çabasındalar. Kuracakları partiler toplumda ilgi görür mü, görse bile toplumun sorunlarına çözüm üretebilirler mi bu da ayrı bir konu..

Ancak topluma sunacak proğramı olanlar çevrelerinde olup bitenleri takip ederken sorunların çözümüne yönelik çalışmalarını, bu çalışmaların topluma aktarılması ve toplumun ilgisini çekebilmesi için yapılması gerekenleri yapmak durumundadırlar. Bu onlar için bir sorumluluktur..

Elbette başkalarına ne yapmaları gerektiğini söylemekten çok kendimize bakmak, yapmamız gerekenleri yapıp yapmadığımızı sorgulamak durumundayız. Bu hususta Milli Görüşçülere önemli görevler düştüğünü hatırlatmaya bile gerek yok sanıyorum. Bugün gelinen noktada sadece bugünün gelişmelerini değil, geçmişte yaşananları, nelerden buralara geldiğimizin muhasebesini yapmak gerekiyor. Tüm gelişmeler geçmişte Milli Görüş Hareketini eleştirerek yollarını ayıranların bugün yaşadıkları dünkü eleştirilerinin boş laftan ibaret olduğunu gösterdi. Tüm bunlardan ders çıkarmak durumunda olanlar sanıyorum gereken dersi çıkarmışlardır.

Herkes dersini çıkartırken Milli Görüşçülerin her an hareket halinde olmaları, toplumu uyarmaları, sorunların gerçek çözümünü göstermeleri ve ikna etmeleri gerekiyor. Elbette bu söylediklerim çok kolay gerçekleşecek hususlar değil. Yorulmayı ve terlemeyi gerektirir..

Bu bakımdan "Biz ne yapmalıyız?" sorusunun cevabının "Daha çok çalışmalıyız" olduğunu düşünerek ve günün şartlarına uygun söylemlerle halkı kucaklamaya çalışmalıyız. Bu yapılmadığı sürece kendimizi gelişen olayların seyircisi olmaktan kurtaramayız..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi