Kırmızı Bülten
Temmuz 2013’te darbeyle işbaşına gelen Sisi, Mısır’a ve İslam Dünyası’na yapılabilecek en büyük kötülükleri yaptı. Rabia ve Nahda meydanlarında binlerce insanı birkaç saat içinde katletmekle kalmadı; mahkemeleri 18 aydır infaz ve korku makinesi gibi kullanıyor. Tarihte eşine az rastlanılacak maskaralıklarla ‘adalet’ terazisini paramparça ediyor. (Mısır hapishanelerinde 28 bin darbe karşıtı bulunuyor. 522 kadın, 926 çocuk, 180 doktor, 166 gazeteci, 234 avukat)
Darbe yönetiminin son marifeti ise 88 yaşındaki Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El-Karadavi hakkında "kasıtlı olarak suç işlenmesine teşvik ve yardım, mahkumların kaçmasına yardım, kundaklama, vandalizm ve soygun" suçlamalarıyla, İnterpol’den 4 Aralık’ta ‘kırmızı bülten’ çıkarttırmak oldu.
İnterpol’ün “arananlar” listesine girdiğinizde Dr. Karadavi’nin ve son zamanlarda “Rabia Devrimi” başlıklı konuşmalarıyla bilinen 63 yaşındaki Dr. Vecdi Ganim’in künyelerini görebiliyorsunuz.
İslam Dünyası için bu durum tam bir zillet!
İSLAM DÜNYASI KARADAVİ’YE SAHİP ÇIKMADI
Karadavi’nin darbeye karşı açık ve güçlü tavrı biliniyor. Hakkında Kahire Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararın siyasiliği de herkesin malumu. Buna ve kararın üzerinden 16 gün geçmesine rağmen İslam Dünyası’ndan neredeyse hiç ses çıkmaması şaşırtıcı! En son, Karadavi hakkındaki Interpol kararının kalkması için bir milyon imza kampanyası başlatılmıştı ancak imza sayısı henüz 1500’e ulaşmadı bile. Sisi ve müttefiklerini cesaretlendiren asıl bu duyarsızlık işte!
Peki Karadavi ne yaptı?
Meşru ve seçilmiş bir hükümete karşı darbe hazırlığı mı yaptı? Mısır’ın adli ve askeri birimlerini kendi emelleri veya bir başka devletin istekleri doğrultusunda mı çalıştırdı? Mısır’da herhangi hukuksuz bir eyleme zemin mi hazırladı? Çete mi kurdu? Hukuksuz dinleme ve şantajlara mı karıştı?
Hiçbirini yapmadı Karadavi!
Halkın oylarıyla işbaşına gelen bir yönetime ve Mursi’ye sahip çıktı. Mısırlıları darbeye karşı barışçıl gösterilere davet etti. Suriyelilerin, Filistinlilerin, Iraklıların, Yemenlilerin, Tunusluların davasını ve devrimini destekledi. Bir İslam âlimine yakışır şekilde davrandı. Müslümanları gurulandırdı, onurlandırdı. Sisi’ye arka çıkan sözde ilim adamları gibi ilmin izzetini ayaklar altına aldırmadı…
İSLAMOFOBİK VE SİYASİ İNTERPOL!
Mısır’da darbe yönetiminin mahkemeleri nasıl kullandığı bilindiği ve bir çok bilgi ve raporla Mısır’da gittikçe kötüye giden insan hakları durumu tescil edildiği halde kendi tüzüğüyle de çelişir şekilde (bknz madde 3) İnterpol’ün Mısır’ın taleplerine olumlu cevap vermesi İnterpol’ün güvenilirliğini ciddi anlamda zedeledi. Bu karar bile Mısır’daki darbenin arkasındaki küresel şebekeyi görmek için yeterli. Aynı zamanda bu karar Batı’da gittikçe artan İslamofobinin de acı bir sonucu.
Görünen o ki İnterpol, uluslararası sistemdeki çürüme ve iflastan nasibini almış!
Ya ‘darbesever’ İslam ülkeleri ve liderleri?
Şu hâl muhal! Ya yeni hâl yahut izmihlâl!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.