25 Ocak devriminin yıldönümüne doğru…
Mısır’da darbenin üzerinden tam 551 gün geçti. Şili diktatörü darbeci Pinoşet’in (1915-2006) 17 yılda yılda (1973-1990) yaptığı zulmü darbeci Abdulfettah El-Sisi bir buçuk yıla sığdırdı. Pinoşet 3000’den fazla kişinin ölümünden, 30 bin kişinin işkenceden geçirilmesinden ve 40018 kişinin tutuklanmasından sorumlu tutuldu. Hakkında 300’den fazla dava açıldı. Milyonlarca dolar yolsuzluk yaptığı ortaya çıktı. Sisi 1,5 yılda 3200 kişiyi öldürttü, 41 bin kişiyi tuttuklattı. En kısa sürede en çok sivil göstericiyi Rabia ve Nahda meydanlarında vahşice katlettirerek ‘asrın katliamı’nın baş fâili oldu.
Mısır mahkemelerini tiyatro salonlarına, adaleti paçavraya çevirtti. Modern Mısır tarihinde eşi benzeri görülmemiş vahşete imza attı Sisi ve yönetimi. Pinoşet gibi o da ABD tarafından desteklendi, Avrupa ve Ortadoğu’da hâlâ baştacı ediliyor…
Obama’dan Papa’ya, Putin’den Kral Abdullah’a kadar dünya liderleri Sisi’nin üzerindeki ‘darbeci’ etiketini silmek veya üzerini örtmek için seferber oldular, bunun için milyar dolarlar harcıyorlar… Türkiye ise, bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyaya âdeta medan okurcasına hakkaniyetli bir tavırla darbenin karşısındaki ilkeli tavrını koruyor ve 25 Ocak Devrimi esnasında ne diyorsa hâlâ onu diyor… Mısırlıların vicdanlarına tercüman oluyor…
Mısır’da Meşruiyete Destek İçin Ulusal İttifak ise 25 Ocak Devrimi’nin yıldönümüne doğru “Mısır devrimi konuşuyor” sloganıyla halkı darbeye karşı direnmeye ve devrimi tamamlamaya davet etti. 6 Nisan Hareketi, muhalefeti 25 Ocak’a doğru birlik olmaya çağırdı. Darbenin en çok mağdur ettiği İhvan ise darbe karşıtı ittifaka tüm gücüyle destek veriyor. Medyanın, siyasetin ve mahkemelerin darbeyi destekleyen baskıcı, katı ve tek ses çıkartan tavrına rağmen demokrasi yanlısı Mısırlıların her hafta sokaklara akması 18 ayın sonunda Sisi yönetiminin hâlâ istediği meşruiyeti kazanamadığını gösteriyor. Kötüye giden ekonomi, hemen her gün yaşanan insan hakları ihlalleri ve şiddetlenen psiko-sosyal gerilim 25 Ocak 2011’de ekmek, hürriyet ve adalet için meydanlara inip Mübarek rejimine son veren Mısırlılarda öfke patlamasına sebep olabilir.
Katar’ı kısmen ve kerhen pozisyon değişikliğine ikna eden darbe yönetimi geçtiğimiz günlerde Fas’ta iki devlet televizyonunda “Mısır’daki darbenin siyasete etkileri” başlıklı bir raporun yayınlanması ve Mısır’daki darbeye ‘darbe’ ve Sisi’yi de ‘darbenin lideri’ denmesi üzerine çileden çıkmış durumda.
Fas’taki bu ‘dil değişikliği’ni Mısır’daki ‘uyduruk’ cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Sisi’yi tebrik eden Fas Kralı 6. Muhammed’in Aralık ayındaki çok önemli Türkiye ziyaretine ve Erdoğan görüşmesine bağlayan Mısır medyası Türkiye aleyhine yayınlara da tam gaz devam ediyor. ‘Bahar cephesi’ genişledikçe dışarda darbe yanlısı koalisyonda yeni çatlaklar oluştuğu gibi içerde de darbe karşıtı Mısırlılar moral kazanmış durumdalar.
Mısırlılara asıl moral veren ise Türkiye’nin başından beri davalarına sahip çıkması oldu. Türkiye’deki Gezici, darbeci ve 17-25 Aralık tertipçileri dışında hemen her kesim Mısır’daki darbe karşısında net tavır aldı. Hatta Suriye’de şaşkınlaşan ve Esed’e destek veren İslamcı bir kanat da Mısır’da doğru yerde durdu. Anadolu Ajansı Rabia Meydanı’ndan canlı yayın yaparak dünyaya adeta ders verdi, insanlığı uyandırdı. Uluslararası Rabia Platformu haber ve yayın akışına ve eylem organizasyonuna küresel çapta devam ediyor.
Şimdi 25 Ocak Devrimi’nin yıldönümüne doğru Mısırlıların sesine bir kez daha kulak verme vakti. Ankara’da pusuda bekleyen darbecilerle mücadelenin etkili olabilmesi Kahire’deki darbecilerle etkin mücadeleden ve “Mısır’ın Tayyibi” diye devrilen seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’ye sahip çıkmaktan geçiyor…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.