Irhal ya Sisi!
Mısırlı Şarkıcı Rami Essam 2011 Ocak’ında Mansura’dan Kahire’ye gelip Tahrir Meydanı’ndaki kalabalıklara karıştığında henüz kimse onu tanımıyordu. Tahrir’deki tezahüratları dinleyip “Irhal” (Defol!) şarkısını yazdığında ise bilmeyen kalmadı Essam’ı. Önce tüm Tahrir’de sonra bütün devrim meydanlarında onun şarkısıyla sloganlar atıldı, yürüyüşler yapıldı. ‘Devrimin Şarkıcısı’ olan Rami’ye Mısırlılar “Firavun” demeye başladı. “Mübarek gitsin!” diye kalabalıkları coşturan Rami’yi daha sonra “Mursi gitsin!” diye tempo tutarken de gördük. Bu sanatçılar garip insanlar; Rami, “Irhal” şarkısı tutunca anlaşılan hızını alamamış, seçilmiş Cumhurbaşkanı için de “Defol!” demenin devrim olacağını sanmış! Rami Essam bugünlerde “Yasak” (Frobidden/Memnû) albümüyle yeniden sahnede. Devrimin yıldönümü 25 Ocak’ta albümünü piyasaya çıkaracak olan Rami şimdi de sanatını özgürce icra edememekten şikayetçi. Bakalım ne zaman “Irhal ya Sisi!” demeye başlayacak?
Besim Kemal gibi 25 Ocak’ta önde olan solcu devrimcilere göre yeniden bir devrim ateşinin yanması için 12 yıl beklemek gerekebilir. Zira dört yıl önce devirdikleri rejim eskilerini aratmayacak zindelikte geri döndü. Baskı, zulüm, yakalama, katliam ve özgürlükleri sınırlamada eski rejimleri çoktan geçti Sisi yönetimi. Ancak Besim Kemal gibilerin kaybettikleri nokta şu: İkiyüzlü devrimcilik yapıyorlar. “Sisi gitsin ama İhvan da gelmesin!” tutumu onları Sisi zihniyetiyle aynı yerde buluşturuyor. Bizde de vardır böyle kendine demokratlar, “halk seçsin ama bizim istediğimizi seçsin” derler…
Bugünlerde Kahire’nin nabzını yerinden tutan The Atlantik’ten Thanassis Cambanis’e göre Sisi, Mübarek’le kıyaslandığında daha genç, zeki ve enerjik ama aynı sorunlara aynı usullerle yaklaşıyor. Küçük bir grupla tüm kararları alıyor. Gelecek meclis seçimlerini nasıl dizayn edeceğini ve muhalifleri nasıl sindireceğini hesap ediyor. Bunun için akla gelebilecek her türlü çirkefliği kullanıyor bugünlerde darbe yönetimi. Tamamen dış yardımlara bağımlı yaşayan Sisi’nin Mübarek’ten farkı etrafındaki yüzler. Mübarek Mısırlı zengin sivillerden sâdık bir ekip kurmuştu kendisine, Sisi ise tamamen askerlere yaslanmış durumda. O yaslandığı duvar ise her an çökebilir!
Mısır’ı bugün kim yönetirse yönetsin problemler çok ürkütücü! İslam Dünyası’nın, Arap Âlemi’nin, Afrika’nın, Akdeniz’in en önemli ülkesi Mısır âdeta çürüyor, eriyor.. (Darbeye çanak tutanların kulakları çınlasın!) Ne ekmek, ne hürriyet ne de adalet var bugün Mısır’da. Özgür basın, sivil toplum, siyasi muhalefet de artık Mursi döneminde görünüp kaybolan bir seraptan ibaret.
Cemal Abdunnasır’dan beri ilk defa Kahire’deki Koptik Katedrali’ni ziyaret ederek, Süveyş’e alternatif kanalın hisselerini satarak ve tüketiciye yönelik gözboyayıcı bazı destek programları açıklayarak meşruiyet peşinde koşan Sisi’yi güzel günler beklemiyor.
60 yılın getirdiği ekonomik sorunları mucizevi bir dokunuşla çözemezse darbe yönetimi er veya geç Mısır çatlayacak! Sol eğilimli, Güçlü Mısır Hareketi’nden Ahmet İmam, “6 ay öncesine kadar bir kesimde nispeten bir memnuniyet vardı ama şimdi o da yok. 6 ay sonra bu öfke daha da yaygınlaşacak” diyor.
İhvan ise dipten yeni bir devrim ateşi yakmaya çalışıyor.
Bu hafta devrim haftası; konuyu tahlil etmeye devam edeeceğiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.