İslam adına islamı vurmak
Üst üste gelen olaylar din algımızı sorgulamamızı zorunlu kılıyor. İslam bir hayat nizamı, insanı dünya ve ahiret saadetine götüren kutlu bir reçetedir. Huzur ve felaha ancak bu kapıdan gidilir.
Ama gel gör ki son yıllarda İslam, ahlaki boyutu tartışmalı her iş ve eylemin meşrulaştırıldığı bir araç haline geldi. İnsanı güzel ahlaka, doğruluğa, helal haram hassasiyetine davet eden bir dinin yerini sıra dışı yorumlarla bütün bunları mübahlaştıran bir din aldı. Her mücrim yaptığına dini bir kılıf aramaya başladı .İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin birbirine karıştı. İnsanlar çirkinliklerine çarpıtılmış dini referanslar üretmeye başladılar.
Din tahripçiliği dediğimiz şey biraz da budur; İslam’ın elmas hakikatlerini egoizmin emrine vermek. Dini, dünya saltanatının aracı haline getirmek. Müslümanlık belki de tarihte ilk defa bu ölçüde dünyevi mevzi kazanmanın vasıtası haline geldi.
Galiba geldiğimiz noktada durup ciddi bir muhasebe yapmak zorundayız. Çuvaldızı da iğneyi de kendine batırmayan, bu bataklığın parçası, hatta destekçisi olmaktan kurtulamaz.
Geçmişte Allah’ın dinini tahrip etmek isteyen çok çevreler oldu. Muhtevası değiştirilmiş Kuran’lar basıldı, kitaplar dağıtıldı, İslamın ana caddesine mugayyir fırkalar üretildi ama hepsi de İslam milletlerinin sinesine çarparak geri döndü. Büyük ahlak adamlarının öncülüğünde bu saldırılar püskürtüldü. Hiç kayıp verilmediğini, savrulanlar, dökülenler olmadığını söylemiyorum. Çok insan bu küçük tufanlara kapılarak savrulup gitti. Nice insan inançlarımıza yönelen bu taarruza yenik düştü. Saflarını sıklaştırıp, gönlünü hakka raptedenler büyük hak aşıklarının gayret ve himmetiyle bu felaketlerden kurtulabildiler.
İslam bir dünyalık edinme aracı değildir. Yapılacak nefis muhasebesinin ilk dersi, ilk çıkarımı bu olmalıdır. İslam kanı, şiddeti hedefleyen bir din de değildir. İslam başı sıkışanın arkasına saklanıp sağa sola ateş edeceği bir siper de değildir. O bir dindir, ruhlarımıza hayatlarımıza el atan diriltici bir iksirdir. Müslümanlık, Allah rızası için olunandır. Makam için, mansıp için Müslümanlık olmaz. IŞİD’in yaktığı pilotun can yakıcı görüntülerini düşünün. Bir din yine din adına nasıl bu kadar hoyratça, hatta hayvanca tahrip edilebilir. İslam dünyası milyonluk ordular tarafından çiğnenseydi din-i Mübin-i İslam bu kadar zarar görmezdi. İnsanlığın kurtuluş reçetesi güya ona inanan insanlar tarafından bir işkence doktrini haline getiriliyor. Buna tahammül edebilmek, katlanabilmek mümkün değil.
İslam dünyasını Belçika’da, Fransa’da çizilen karikatürler değil, Irak’da Suriye’de, Yemende, hatta Afganistan’da yapılanlar vuruyor. Kendi yanlışını görmeyen başkalarının yanlışını düzeltemez. Dönüp, dönüp batıyı suçlamanın bir alemi yok.
Bala zehir katan biziz. Hakkı batıla alet eden biziz.
İslamı her türlü çirkinliğe örtü yapan biziz.
Onun için başkalarını suçlamanın kolaycılığını bırakıp, milyon tane elimiz varsa hepsiyle birlikte kendi yakamıza yapışmak zorundayız.
Çünkü başka bir kurtuluş yolu yoktur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.