Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Çanakkale Ruhunu Nasıl Kaybettik?

Çanakkale Ruhunu Nasıl Kaybettik?

Bu sorunun cevabını aramadan, “Çanakkale ruhunu nasıl yeniden kazanabiliriz?” sorusunun cevabını bulamayız… 

Sadece anma merasimleri düzenlemek ve kuru hamaset yapmak değil marifet, Çanakkale’yi derinlemesine anlamak ve o manaya göre adımlar atmak şart…

Çanakkale’de hakka dayanan, rıza-yı İlâhi’yi arzulayan, kardeşliği yaşayan bir ümmetin ‘direniş’ine şahit oldu tarih. Bu ‘şehidler meşheri’nin bereketiyle İstiklal Harbi de kazanıldı ama kurulan Cumhuriyet, Osmanlı’nın külleri arasından doğan bir Anka Kuşu olamadı. ‘Çanakkale ruhu’nu beseleyen hangi kurum ve kavramlar varsa bir bir kaldırıldı, şehidlerin uğruna canlarını verdikleri vatan toprağı, hârim-i pâkimiz kurda kuşa yem edildi. Çanakkale’den sonra İstanbul’u işgal eden ‘menhûs ruh’ sahipleri geldikleri gibi gitmediler; nerede görülmüştü ki geldikleri gibi gittikleri hem! 

Pozitivist eğitim sistemi, kökleri inkâr, tarihi mirası red, etno-seküler milliyetçilik, milletine ve memleketine yabancılık, Çanakkale ruhunun mayası olan ve Halepliyi, Gazzeliyi, Diyarbekirliyi, Maraşlıyı, Edirneliyi, Bursalıyı, Bağdatlıyı, Üsküplüyü, Kudüslüyü, Şamlıyı, Kahireliyi; Türkü, Arabı, Kürdü, Lazı, Çerkezi omuz omuza savaştıran ‘vahdet’in sembolü Hilafet’in kaldırılması, siperlerde bile dinmeyen, ‘şehadetleri dinin temeli’ olan ezanın susturulması, harf ve dil inkılabı başta olmak üzere milletin üstüne dikilen bâtıl Batılı elbise, hep Çanakkale ruhunu hapseden, katleden, felç eden teşebbüslerdi.  

Cemiyetin basiret gözü görmez oldu bu teşebbüslerden sonra; bünyenin içindeki kurtları kuzu belledi, en büyük hasımlarını dost bildi. Muhabbet fidanı yeşerecekken adâvet ağacı büyüdü, ittifak gelişecekken tefrika ve ihtilaf tohumları serpildi! 

Bugün Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında İslam Dünyası ve Türkiye yeni bir kuşatma ile karşı karşıya. O gün Osmanlıyı tasfiye etmek isteyenler bugün de Osmanlı’nın torunlarının önünü kesmek, dirilmeyecek bir şekilde öldürmek istiyorlar. 

Dirilişin şifresi Çanakkale’de… 

Direnişin anahtarı Çanakkale’de… 

İntibahın ve vahdetin formülü Çanakkale’de… 

Barışın ve kardeşliğin ilacı Çanakkale’de… 

Çanakkale’yi yaşamış bir milletin evlatları Suriye’ye, Filistin’e, Doğu Türikistan’a, Irak’a, Arakan’a, Patani’ye, Kafkaslara, Balkanlara kayıtsız ve ilgisiz kalıyorsa o ‘yüksek ruh’ zayıflamış demektir… 

Çanakkale’de destan yazmış bir milletin evlatları bugün vatanlarında yaşanan ‘ahlâk anarşizmi’ne duyarsız hâle gelmişse vatan ve namus için can verdirten ruhtan çok uzağız demektir… 

Emanetler ehline verilmek yerine, yalanda ve düzenbazlıkta ehil olmuş olanlara veriliyorsa Çanakkale ruhunun esaslarına tam sahip değiliz demektir... 

Öyleyse silkelenme, titreme ve kendine gelme vakti şimdi. 

Yoksa Çanakkale’de destan yazmış şehidlerimiz, mahşerde yakamıza yapışıp bizden şekvâ edecekler ve davacı olacaklar. 

Onun için biz, şimdi bu ruha zarar veren herkesin yakasına yapışacak ve davacı olacak bir cesarete muhtacız. Cesaretin kaynağı ise imandır. 

Çanakkale’ye ruh veren ‘kuvvetli iman’ı elde etmedikçe dirilişimizin ancak filmini ve edebiyatını yaparız ama asla dirilemeyiz… 

Şehidlerimize sonsuz Rahmet dilerken bugün ‘Çanakkale ruhu’ ile vatanlarını savunan İslam Dünyası’nın tüm mücahidlerini hürmetle ve saygıyla selamlıyorum

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi