Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Doğu Türkistan’ı Savunmak

Doğu Türkistan’ı Savunmak

Çin’in Doğu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı ayrımcı politikalar ve zulüm yeni değil; bölge 1949’da Çin’in hâkimiyeti altına girdiğinden beri Müslümanlar her türlü ayrımcılığa maruz kalıyor. Türk dünyasının en batı ucundaki Türkiye ile en doğu ucundaki Doğu Türkistan arasında derin ve kalbî bir bağ var; bu açık. Ancak, bugüne kadar Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı haber ve bilgi akışı kurulamadığı gibi, Doğu Türkistan’daki Müslümanların sorunlarını çözecek müttefik, müttehid ve stratejik bir irade ve inisyatif, diğer mazlum coğrafyalarda olduğu gibi, İslam Dünyasında teşekkül edemedi. Çin’le kurulan siyasi ve ekonomik ilişkiler ve Çin’e bağımlılık, sorun hakkında bir çok ülkenin sesini çıkartmamasına hatta Çin’in istediği yönde politika oluşturulmasına sebep oldu. Orta Asya Devletleri, Pakistan, İran, Malezya, Endonezya ve Mısır maalesef bu eksende, yani soruna karşı pasif bir siyaset izlediler. Batı ise her zamanki çifte standartlı yaklaşımını Doğu Türkistan’da da uyguluyor ve sözkonusu olan Müslümanlar olunca tepkisi ve sesi çok cılız çıkıyor. 

Türkiye’nin tavrı ise yakın vakte kadar diğer İslam ülkelerinden farksızdı. 2003 sonrası, Doğu Türkistanlıların Türkiye’deki faaliyetlerine serbestlik getirildi. Türkiye ile Çin arasında 40’a yakın ikili anlaşma ve 20 milyar dolarlık bir ticaret olduğu dikkate alınırsa Türkiye’nin Doğu Türkistan meselesi ile ilgili Çin’le geliştirilen ilişkiler üzerinden adımlar atması daha makul görünmektedir ki bugün etkisi zayıf da olsa ancak bu yolun takip edilebildiği görülüyor... 

Dün, Star Gazetesi’nin Açık Görüş ekinde yazan Avrasya Türk Dernekleri Genel Başkanı İsmail Cengi’nin de ifade ettiği gibi Doğu Türkistan gerçeğini görmek için büyük resme bakmak gerek. Bu büyük resme göre Doğu Türkistan, konumu ve sahip olduklarıyla stratejik bir bölge ve uzmanlara göre gelecek yüzyılın en zengin coğrafyalarından birisi olacak. Çin’in bölgeyi ilhak sonrası 1955 senesinde “yeni ilhak edilen toprak” demek olan “Xinjiang” Uygur Özerk Bölgesi olarak adını değiştirdiği Doğu Türkistan, Türklerin ana yurdu olmakla birlikte, Kaşgarlı Mahmut’un, Yusuf Has Hacib’in, Ali Şir Nevai’nin memleketi ve İslam’ı ilk Kabul eden Saltuk Buğra Han’ın hüküm sürdüğü 30 milyon Müslüman’ın yaşadığı bir coğrafya. Çin’in bölgedeki hakimiyeti önce 1756-1863 yılları arasında daha sonra 1877-1933 tarihlerinde gerçekleşmiş, bölge 1934-1937’de Rus kontrolünde kalmış en sonra 1949’dan bu yana Çin egemenliğine girmiştir. 

Asya’nın kalbi ve Çin’in karadan batıya açılan tek kapısı olan Doğu Türkistan, Türkiye ve Özbekistan’dan sonra en kalabalık Türk nüfusunu barındırıyor. Coğrafi olarak stratejik bir konumda olan Doğu Türkistan çok zengin yer altı kaynaklarıyla adeta bir hammadde deposu gibi.

Çin’in genelinde görülen insan hakları sorunları Doğu Türkistan’da fazlasıyla yaşanmakla birlikte, Çin, bölgeye Çinli göçünü teşvik ederek demografiyle oynamakta, Uygur Müslümanlarına yönelik doğum kısıtlaması, kürtaj, seyahat ve iletişim yasakları, yargısız infazlar, ana dilde eğitimin engellenmesi, dini hayatın daraltılması ve Uygur gençlerini yozlaştırıcı uyuşturucuyu teşvik gibi adımları atarak gibi uygulamalarla Doğu Türkistan’ı adım adım asimilasyona tabi tutarak bölgedeki hakimiyetini pekiştirmek istemektedir. 

Türkiye’de son zamanlarda konunun yoğun olarak gündeme gelmesi ve Çin’e gösterilen tepkiler Çin’e geri adım attıracak mahiyette değil maalesef. Hatta konunun uç örneklerle gündeme getirilmesi Doğu Türkistan duyarlılığını zayıflatıcı etki bile yapabilir. 

Doğu Türkistanlı Müslümanların haklarını savunmak ve maruz kaldıkları zulmü engellemek için tek başına Türkiye’nin veya başka bir ülkenin inisiyatifiyle sonuç alınması mümkün değil. Yapılması gereken konuyla ilgili uluslararası bir blok oluşturmak ve bilhassa sağlıklı ve gerçekçi raporarla ve stratejik bir kamu diplomasisi çalışmasıyla sorunu sürekli uluslararası kamuoyunun gündeminde tutmaya çalışmak olmalıdır. Kuru hamaset karın doyurmuyor, stratejik zihniyet ve güç tek geçer akçe…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi