Esed, ABD, DAEŞ’ten sonra İran da Suriye’de ‘güvenli bölge’ istemediğini açıkladı. Muhtemel ‘güvenli bölge’yi güvensiz hâle getirmek için koalisyon güçleri tarafından bölgedeki en güvenli bölge olan Atme’ye yapılan ve 20’den fazla sivilin vahşice katledildiği, Türkiye’yi birkaç yönden tuzağa düşürme amaçlı bombalı saldırı bu ‘kirli ittifak’ın neler yapabileceğinin de ilk işareti idi. 

Türkiye ile ABD arasında ‘güvenli bölge’ konusunda bir anlaşmaya varılıp varılmadığı ise muamma; açıklamalar birbiriyle çelişiyor. ABD yetklilerinden bu konuda net bir teyit mesajı gelmezken Dışişleri Bakanlığı sözcüleri bir mutabakat varmış gibi konuşuyorlar. En son dün bir Alman gazetesine konuşan AB Bakanı Volkan Bozkır da böyle bir anlaşmanın olduğunu ifade etti. İncirlik’in koalisyon güçlerine kullandırılması karşılığında güvenli bölgenin kurulacağı haberi, Temmuz başında, basına “Türkiye istediğini aldı” şeklinde yansımıştı...   

İRAN’IN TELAŞI!

Suriyeli muhaliflerin neredeyse krizin başından beri istedikleri ‘uçuşa yasak bölge’ anlamına da gelecek olan ‘güvenli bölge’, başta ifade ettiğim ‘kirli ittifak’ ortaklarının işine gelmiyor. En son İran, böyle bir girişimin Suriye’nin egemenlik haklarının ihlâli anlamına geleceğini ifade eden bir beyanat yayınladı. Şu an fiilen Suriye’de bulunan ve siyasi ve askerî olarak Suriye’yi yönlendiren, Şam ve Esed rejimini ‘kırmızı çizgi’ olarak kabul eden İran’ın böyle bir açıklama yapması gayet normal. Aslında İran, güvenli bölgeyi kendi egemenlik alanına tehdit olarak görüyor da denebilir...  
Uçuşa yasak, güvenli bir bölge kurulduğu takdirde hava desteği olmayan muhalifler Esed rejimine karşı avantaj kazanacağı gibi her gün üzerlerine varil bombaları yağan siviller için de ülkelerini terketmeden emniyetli bir sığınak kurulmuş olacak. Esed rejimi, sürekli sivilleri hedef alarak, sivillerle Suriyeli muhaliflerin arasını açmayı hedefliyor ve muhaliflerin direncini sivil katliamlarıyla kırmak istiyor. Sivillerin katledilerek stratejik hesaplar yapılan çok kirli bir savaş veriyor Esed ve müttefikleri… 

Güvenli bölgenin kurulması hâlinde Türkiye’den Suriye’ye gitmek isteyen mülteciler için de geri dönüş imkânı doğmuş olacak. Nitekim, kampları ve faaliyetleriyle dünyaya örnek olan AFAD, güvenli bölge için tüm hazırlıkları tamamladığını açıkladı. Türkiye’deki kampların benzerlerini bölgeye kuracak olan AFAD, burada eğitim ve sağlık hizmetlerinin verilmesi için de hazır.   

GÜVEN OLMADAN ‘GÜVENLİ BÖLGE’ OLMAZ!

DAEŞ’e karşı oluşturulan ama aslında başta devlet terörü uygulayan Esed ve tüm terör örgütlerine karşı operasyon yapması gereken Koalisyon için İncirlik’in nasıl ‘oyun değiştirici’ bir fonksiyonu varsa, güvenli bölge de muhalifler ve Suriye’de Esed rejimine karşı net bir duruşa sahip olan Türkiye için ‘oyun kurucu’ bir anlam taşıyor. Güvenli bölgeyi istemeyen ülkelerin derdi bu: Türkiye inisiyatif almasın! Çelişkili açıklamalar ve Atme saldırısı Türkiye ve ABD arasında bu konuda inşâ edici bir ‘güven zemini’nin var olmadığını gösteriyor. ABD’nin krizin başından beri, istikrarlı görünse bile, zaman zaman zikzaklar çizen Suriye politikası, Türkiye’yi tuzağa düşürücü ve mevcut terörle mücadelesini daha da zora sokucu özellikler taşıyor. 

Suriye’nin güvenlikli hâle gelmesi Esed rejimi ve müttefikleri ile birlikte DAEŞ gibi terör örgütlerinin bölgeden temizlenmesiyle ve koalisyonun Suriye’den elini çekmesiyle ancak mümkün olacak… 

“Güvenli bölge olmasın!” diyen odaklar, sadece Suriye’de değil Türkiye’de de güvenliğimizi tehdit eden esas aktörler!