ABD’deki krizle birlikte yüz yıllık bankalar birbiri peşi sıra batarken krizin Avrupa’yı da etkisi altına aldığı, bazı güçlü bilenen Avrupa bankalarının da sallantıda olduğu haberleri gelmeye başladı. Bu sallantıdan Japonya ve Çin gibi Uzak Doğu ülkelerinin de etkilendiğini biliyoruz. Ancak bu etkilenme Avrupa’ya göre çok daha az. Kısacası, “ABD öksürürse Türkiye nezle olur” sözü bir gazetede dile getirildiği gibi şimdilerde “ABD’nin derdi dünyayı gerdi”ye dönüştü... Yani olay sadece ABD’nin krizi olmaktan çıkmaya giderek yaygınlaşmaya başladı. Boğulmakta olan insanın kendisini kurtarmaya gelenleri de suyun içine çekmesine benziyor.

Yıllardan bu millete globalleşme ve küreselleşmeyi çağın olmazsa olmazı gibi takdim edenler bugün ABD ile birlikte bu küreselleşmeye kapılmış giden tüm ülkeleri de etkilediğini görüyorlar mı bilemem ama bu küreselleşmenin bir bela olduğunu sanıyorum anlamakta gecikmeyeceklerdir.

Dünyayı hegemonyası altına almış ve bunu yaparken kendi parasını dış ticarette tüm ülkelerin mecburi olarak kullanmasını sağlayan ABD’de patlak verecek bir ekonomik krizin tüm dünyayı germesinin şaşıracak bir yanı yoktur.

Hiçbir karşılığı olmadan basılan dolarlar yıllardan beri tüm dünyaya pompalandı. Bir kağıt parçası ile dünyanın tüm zenginlikleri sömürüldü. Bunun sonucu olarak ABD halkı belki refahı yakaladı ama dünyadaki borçlanma hızla devam etti. Türkiye gibi pek çok ülkenin halkı borç faizi ödemek uğruna açlığa mahkum edildi.

Aslında ABD’yi yıllar önceden çökertmek mümkündü. Ne var ki bu hususta ülkeler arasında birlik sağlanamadığı için sömürüsünü bugüne kadar sürdürdü. Bugün yaşanan krizde ABD’nin kendi yanlışından kaynaklanıyor. Dünya jandarmalığına soyunan ABD ve özellikle Bush yönetimi ülkeleri işgallere başlayıp uzun yıllar devam eden savaşların fitilini ateşleyince ister istemez zaten bıçak sırtında olan ABD ekonomisi bir anda sallanmaya başladı. Olayın tek başına konut kredilerinin geri dönmemesi ile izah edilmesi bana fazlaca gerçekçi görünmüyor... Sebeplerden birisi olabilir ama tüm bu bankaların art arda batmasını sadece konut kredileri ile izah yeterli olmaz. Bankalar gerekli incelemeyi yapmadan, teminat almadan devlet desteğini sağlamadan milyonlarca kişiye konut kredisi vermeyecekleri gibi geri dönmeyecek bir krediyi de vermemeye çalışırlar. Ve verilen kredilere karşılık alınan konut ipotek edilir. Yani karşılığı alınır. Geri ödemelerdeki tıkanma elbette bankları güç durumda bırakabilir. Bir anda yüz binlerce kredi batak duruma düşerse işler çıkmaza girebilir. Ancak, ABD’deki krizin esas sebebi Bush yönetimidir. Kendi halkını refah içinde yaşatmak için tüm dünyayı sömürürken sağılan ineklerin sütten kesilebileceğini hesap edememişlerdir. Biz dünyanın kafasına vururuz dünyada buna boyun eğer, biz de hükmümüzü sürdürürüz mantığı ile hareket ettiler. Söz gelimi bir Çin ekonomisinin kendilerine meydan okuyabileceğini, Japon ekonomisinin ABD’yi köşeye sıkıştıracağının hesabı yapılamadı. Otomobil sanayinin ilk merkezi olan Amerika’nın bir gün Japon otomobilleri tarafından istila edilebileceğini hesaplayamayanlar bir de baktılar ki yıkılmaz denen ekonomi çoktan su almaya başlamış. Silah gücü ile herkese kafa tutanlar biraz da bu gücün verdiği sarhoşluk ile kendilerinden geçmenin neticesi olarak ciddi hesap hataları yaptılar. Diyebiliriz ki kapıldıkları gururun esiri oldular

Unutmamak gerekir ki, ülkesinden on binlerce kilometre uzaktaki askerlerin maliyeti ülke içindekinden çok fazladır. Yani binlerce kilometre uzaklara asker sevk etmek, oralarda üsler kurmak hatta demokrasi bahanesi ile savaşlar çıkarmak, ülkeleri işgal etmek devin sonunu getirmiştir. Bush yönetimi bundan bir ders almış mıdır bilemiyoruz ama öyle anlaşılıyor ki aslında ABD yönetimi bugünkü krizin önceden farkına varmıştır. Böyle olmasaydı azgın Bush yönetimi ya kendisi ya da İsrail’i şimdiye kadar İran’a saldırtırdı. Kanaatimce böyle bir saldırı ABD ve yandaşlarının tepeleri üzerine çakılmalarını hızlandırırdı.
Sözün özü Amerikan ekonomisinin esasını sömürü oluşturuyor. Sömürü devam ettiği sürece mesele yok... Kendi halkının refahı dünyanın sefaleti üzerine bina edilebilirdi. Ancak, sömürünün maliyetinin giderek artması -hem maddi hem de insan kaybı olarak- dünyayı da geren bugünkü ekonomik krizin temelini oluşturmuştur... Bardağı taşıran son damla ise konut kredilerindeki bataktır. Ya da ilan edilen sebep budur. Önemli olan ABD kendisi batarken dünyanın da batmasına izin vermemek, muhtemel böyle bir sonucu engelleyecek gerekli adımları atmaktır. Söz gelimi doların tek başına dünya parası olmasına son vermek gerekiyor. Batarsa kendisi batsın, hiçbir değeri karşılığı olmayan parası ile dünyayı da peşinden sürüklemesin.