Trump ‘soykırım’ dememiş, ‘büyük felaket’ demiş!..
ABD Başkanı Trump da Ermenilerin 1915 olaylarını andığı 24 Nisan münasebetiyle yaptığı açıklamada soykırım ifadesini kullanmayarak Obama gibi ‘büyük felaket’ demiş. Böyle demekle Ermenilerin soykırım iddialarını kabul etmemiş mi oluyor? Yani, bir iddiayı soykırım olarak nitelendirmeyerek büyük felaket demek neyi değiştiriyor? Kısacası bu ifadeden ABD Başkanları Obama ve Trump’ın Ermenilerin mi yoksa Türkiye’nin mi safında yer aldığını anlıyoruz/anlamamız gerekiyor? Elbette bu noktada herkesin olaya bakışı ve yorum şekli sonucu belirleyecektir. Ancak, kesin olan husus şu ki Trump da Obama gibi iki tarafı idare etmeye yönelik bir üslup sergilemiştir. Hatta Ermenilerin safında yer almışlardır. Yani ABD’de kimin başkan seçilmiş olması Türkiye’ye, hatta bölgemize yönelik politikalarda önemli bir değişikliğin olmadığını gösteriyor. Belli ki ABD’de dış politikayı ağırlıklı olarak derin devlet belirliyor ve halkın oyları ile seçilip işbaşına gelen başkanlar bu politikada isteseler de önemli bir değişiklik yapamıyor. Değişiklik yapmak isteyip istemedikleri ayrıca üzerinde durulması ve tartışılması gereken bir husus olarak karşımıza çıkıyor.
Bu noktada ‘büyük felaket’ nitelendirmesinin ne anlama geldiği üzerinde durmakta yarar var. Hemen belirtelim ki, Obama ve Trump’ın ‘soykırım’ yerine ‘büyük felaket’ nitelendirmesini kullanmış olmalarının alkışlanacak bir yanı yok. Bazı gazetelerin açıklamayı, “Tramp da Obama’nın izinde. Soykırım demedi” şeklinde haberleştirmeleri ilk bakışta sanki ‘büyük felaket’ nitelendirmesi ABD Başkanları Obama ve Trump’ı Türkiye’nin yanında yer alıyormuş izlenimi veriyor olsa da bu algı gerçeği yansıtmıyor. Neyi yansıttığını şöyle izah etmek mümkün:
Büyük felaket (MedsYeghem) Ermenilerin soykırım için kullandıkları ‘büyük felaket’ ifadesinin Ermenicesi. Yani, ‘büyük felaket’ ‘soykırım’ ifadesinin Ermenicesinden ibaret. Bu arada Trump açıklamasında Türkiye ve Ermenistan’ın tarihle yüzleşme için attığı adımların adil ve hoşgörülü bir gelecek için önemine vurgu yaparak şu ifadeler yer alıyor:
“Bugün 20’nci yüzyılın en büyük mezalimlerinden ‘MedsYeghem’ (Büyük Felaket) sırasında acı çekenleri hatırlıyor ve hatıraları önünde eğiliyoruz.”
Açıklama bu minval üzere devam edip son buluyor. Söz konusu açıklama Ermeni iddialarını esas aldığı, böyle olunca da onların safında yer alınmış olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hemen belirteyim ki bu yaklaşımın yadırganacak bir yanı yok. Çünkü Batılılar Müslümanların taraf olduğu ihtilaflarda kesinlikle hep Hıristiyanlardan yana tavır koydular. Bu tespitin ardından Trump’ın açıklamasına karşılık Dışişleri Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamayı özetle aktarmak istiyorum:
“Yeni ABD yönetiminden şiddet eğilimleri ve nefret söylemleri ile tanınan çevrelerin tek taraflı tarih anlatılarına itibar etmemesini ve tüm tarafların acılarını dikkate alan bir yaklaşımın benimsenmesini bekliyoruz.”
Dışişleri Bakanlığımızın açıklamasından da anlıyoruz ki ‘soykırım’ yerine ‘büyük felaket’ denilmesi de Ermeni iddialarının ciddiye alındığı anlamına geliyor. Yani, her konuda olduğu gibi dünkü ve bugünkü ABD Başkanları Haçlı ittifakının değişmeyen tavrını sergilemektedirler. Çünkü açıklamalarında tercih ettikleri kelimeler aynı anlama geliyor. Yapılan iş ‘soykırım’ ifadesini İngilizce yerine Ermenice olarak kullanmış olmaktan ibaret. Kaldı ki, bazı AB ülkelerinde Ermeni iddialarının meclislerden geçirilerek kabul edilmiş olması da Haçlı ittifakının bir başka boyutunu gösteriyor. Bu bakımdan Haçlılardan Türkiye’nin safında yer almasını beklemek boş bir hayalden öte anlam ifade etmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.