TEOG kaldırılırken sınav sayısı artmasın!..
TEOG sınavının kaldırılması bir talimatla hayata geçirildi ama yerine nasıl bir sistemin geleceği hâlâ belirsiz. Milli Eğitim Bakanı bakanlığında gerekli çalışmaların yürütüldüğünü, en fazla bir ay içinde gerekli düzenleme yapılarak Bakanlar Kurulu’na sunulacağını açıkladı. Yani TEOG’un kaldırılmasına karar verildi ama yerine neyin getirileceği yapılacak çalışma ile belirlenecek. Halbuki bu konuda gerekli ön çalışmalar yapılmalı, ortaya alternatif düzenlemeler konulmalı ve bu husus karara bağlandıktan sonra TEOG kaldırılmalıydı. Ama olmadı. Kısacası istim arkadan gelecek. İşin bu boyutu gelecek günlerde de tartışılacaktır. Ancak yeni düzenleme net bir şekilde ortaya çıkmadığı için birtakım kulis haberleri medyaya yansıyor.
Daha önce de belirttiğim gibi 12 yıllık zorunlu eğitim uygulaması sürdüğü müddetçe temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınav olması yanlıştı. Bu bakımdan sınavın kaldırılması doğru bir karar olmakla birlikte öncelikli olarak 12 yıllık zorunlu eğitimin gözden geçirilmesi ve lise eğitiminin zorunlu olmaktan çıkartılması gerekiyordu.
TEOG’un kaldırılması iki yanlıştan birine son verilmesini sağlayacaktır. Ancak TEOG’un kaldırılması için bir ön çalışma ve hazırlık yapılmadığı/yapılamadığı için yerine nasıl bir sistemin getirileceği kararlaştırılmadan karar alınmış oldu. Hiç olmazsa bundan sonra yapılacak düzenleme ile yeni sıkıntılara zemin hazırlayacak birtakım adımların atılmaması gerekiyor.
İlk akla gelen husus TEOG kaldırılırken, yani bir sınav iptal edilirken öğrenciler ortaokulu bitirdikten sonra liselerin kapısında sınavdan sınava koşmak durumunda kalmamalıdır. Bunun tedbiri alınmalıdır. Yani öğrenciler bir sınavın stresinden kurutulurken onlarca lisenin sınavına girmek durumunda kalmamalıdır. Hemen belirteyim ki, öğrenciler evlerinin yakınındaki bir ya da birkaç liseye girme imkânı bulamazlarsa ister istemez bazı liselerin kapısında yığılma olacak, bu da yeni sınavları gündeme getirecektir. Bazı açıklamalarda ilgililer öğrencilerin onlarca sınava girmekle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekiyorlar. Bu sınavların nasıl yapılacağı ayrı bir konu. Bu hususta ilk akla gelen husus normal liselerde ikinci sınıftan itibaren eskiden olduğu fen ve edebiyat bölümleri tekrar düşünülebilir… Hatta bu iki seçeneği 3 ya da dörde çıkarmak suretiyle liseler arasında ciddi farkların oluşması engellenmelidir. Liseye geçişte sınavı tam olarak engellemek mümkün olmasa da bu şekilde en aza indirilebilir.
Bazı öğrenciler evlerine yakın okullara değil de farklı liselere gitmek isteyebilirler. Bu durumda da kapısında yığılma olan liseler alacakları öğrencileri ortaokullardaki sınıf geçme notlarının ortalaması ve sosyal etkinliklerini dikkate alarak kayıt yapabilirler. Yani öğrencinin geçmiş 4 ya da 8 yıl boyunca ortaya koyduğu performans dikkate alındığı takdirde yeni sınav ve sınavlara ihtiyaç kalmaz.
Ancak eğitimi bazı öğrenciler için bir işkence olmaktan çıkarmak için zorunlu eğitimin 8 yıla indirilmesi gerekiyor. Yoksa atılan tüm adımlar ve alınan tedbirlerin bir süre sonra yeni sıkıntılara yol açtığı görülecektir. Ayrıca her çocuğun mutlaka 12 yıl okuması gerektiği yaklaşımının bir mantığı yoktur. Gençlerimizin küçük yaşlarda meslek öğrenmeye yönelmesinin sağlanması gerekiyor. Ne var ki, her çocuk ille de 12 yıl okuyacak dayatması ister istemez üniversite kapılarında yığılmayı, mezunları da diplomalı işsizleri artırıyor. Bunun ülkeye bir yararının olup olmadığını ilgililerin düşünmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.