Hâlâ ABD’li yetkililere güvenen var mı acaba?
Başkanından bakanına, senatöründen başkan danışmanına kadar ABD’den öylesine farklı ve çelişkilerle dolu açıklama yapılıyor ki, bu açıklamalara Türkiye’de hâlâ birileri inanıyor, ciddiye alıyor mu bilmiyorum. Ancak ciddiye alınıyor, tavrımız ve politikalarımız bu açıklamalara göre şekillendiriliyorsa bu ilişkiden Türkiye’nin sürekli olarak zararlı çıkacağı kesin. Söz konusu açıklamalara ve Türkiye-ABD ilişkilerine sıkça temas ediyorum. Çünkü dış politikamızın şekillenmesinde ABD önemli bir yer işgal ediyor. Bu tespitin ardından bugün de Türkiye-ABD ilişkilerine temas edeceğim ama sadece Trump’a yakın isimlerden biri olarak takdim edilen senatör Graham’ın Ankara ziyareti ve temaslarının ardından yaptığı açıklamalar çerçevesinde başlığa aldığım soruyu cevaplandırmaya çalışacağım.
Senatör Graham, ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere çeşitli temaslarda bulundu. Saatler süren görüşmelerin ardından yaptığı açıklamaların medyamızda çok farklı bir biçimde okuyucuya sunulmasına dikkat çekmek istiyorum. Buna geçmeden önce de Graham’ın ziyareti öncesi ve sırasında gazetelerimize yer alan birkaç habere dikkat çekmek istiyorum. Dışişleri Sözcüsü Aksoy, yaptığı açıklamada, “Çekilme süreci PYD/YPG’nin bölücü gündemine hizmet etmemeli. Sahada yeni oldu bittiler yaşanmamalı” diyerek ABD’nin çekilme kararına yönelik Türkiye’nin tereddütlerini dile getiriyordu. Aynı gün bir başka gazetemizde ise, “ABD’den PKK’ya Irak’ta 4. Kamp” başlığı altında özetle şu haber yer alıyordu:
“PKK, Irak’ta Kandil, Mahmur ve Sincar’dan sonra 4. büyük kampını kurmaya hazırlanıyor. ABD, daha önce İran rejim karşıtı ‘Halkın Mücahitleri Örgütü’ne ait eğitim kampını terör örgütüne tahsis ediyor.”
Aynı gün bir başka gazetemizde yer alan haberin başlığında, “PKK/YPG: Güvenli bölgeyi biz istedik” deniyordu.
Kısaca hatırlattığım bu haberler birer uydurma değilse ABD’nin hâlâ terör örgütleri ile işbirliğini kesinlikle ortaya koyuyor.
Şimdi de Trump’a yakın Senatör Graham’ın açıklamalarından kısa hatırlatmalar ve bunların medyamızda çok farklı biçimlerde yer alışına dikkat çekmek istiyorum. Graham’ın açıklamaları medyamızda genellikle, “YPG’nin siyasi kolu PKK ile bağlantılıdır. Kanıtlar gayet açıktır” şeklinde yer aldı. Bu açıklama bazı gazetelerde de, “YPG konusunda hata yaptık, düzeltmeliyiz.” şeklinde yer alırken bir başka gazetemizde, “YPG’nin siyasi kolu PKK ile bağlantılı. Kanıtlar gayet net” şeklinde yer aldı. Bu açıklamalara dikkatli bakıldığında, YPG terör örgütünün bir de siyasi kolu varmış gibi takdim ediliyor. Böylece sanki PKK ile bağlantılı olan YPG’li teröristler değil de, siyasi kolu olduğu intibaı uyandırılıyor.BöyleceYPG’nin terör örgütlüğü boyutu gizlenmeye çalışılıyor. Bu ise ABD’den kim bir açıklama yaparsa yapsın, samimiyetten uzak değerlendirme yaptıklarını gösteriyor.
Bir başka gazete ise aynı haberi Graham’ın ağzından, “YPG’nin siyasi kolu PKK’dır” şeklinde vererek PKK’nın teröristlerin dışında bir de siyasi kolu varmış görüntüsü veriliyor. Böyle olunca da YPG, HDP çizgisine çekiliyor.
Söz konusu haber bir başka gazetemizde ise, “YPG, PKK’dır” başlığı altında verilirken haberin spotunda, “YPG’nin siyasi kolu PKK ile bağlantılıdır. Kanıtlar gayet açıktır.” Sözü yer alıyordu. Aynı açıklama farklı yorumlarla medyada yer alırken insanımızın işin aslını öğrenmesi imkânsız hale getiriliyor. Böylece ABD’nin gerçek yüzünü insanımızın görmesi zorlaşıyor. Medyamızda yer alan bu haberler birlikte değerlendirildiğinde işin aslı daha net görülebilecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.