ABD tarafından hazırlanıp imza için Irak yönetimine sunulan Güvenlik Anlaşması'na başlangıçta itiraz eden Irak yönetimi sonunda imzayı atarak işi sonuçlandırdı. Böyle bir anlaşmaya niçin güvenlik anlaşması denilmektedir, bundan maksat gerçek niyeti gizlemek midir? Gerçekten bu anlaşma güvenlik anlaşması ise kimin güvenliğini sağlayacaktır? İşgalcilerin mi, yoksa peşmergelerin güvenliğini sağlamayı mı hedeflemektedir? Çünkü bu anlaşma ile kesinlikle Irak'ın güvenliği sağlanamaz. Irak'ın güvenliğini tehdit eden güç israil ve Amerika'dır.

Soruları daha da çoğaltmak mümkün. Çok geçmeden bu soruların cevabı ortaya çıkacaktır. Şimdilik Irak halkının tepkisini en aza indirmenin yolları aranıyor ve anlaşmanın birtakım gizli maddeleri açıklanmıyor. Bu arada gizli olmayan maddeler de öylesine veriliyor ki, sanki 2011 yılına kadar Irak'tan işgalci askerin tamamı çekilecek gibi takdim ediliyor. Halbuki anlaşmaya göre ABD askerlerinden en az 10 bini Irak'ta 2011'den sonra da kalacak. Kalacak asker sayısı bazı kaynaklara göre 16-20 bin civarında. Kalacakların sayısı net olarak bilinmemekle birlikte 2011 yılı geldiğinde Irak'taki ABD askerlerinin tamamı çekilmiş olmayacak. Bu kesin.

Yine anlaşmaya göre önümüzdeki yıl başlayacak bu çekilme Irak'ı terketme şeklinde olmayacak. Öncelikli olarak şehirlerde sürekli göz önünde olan eskerler şehirlerin dışına çekilecek. Belli yerlere yerleştirilecek. Irak'tan çekilme ise bundan sonra muhtemelen 2010 yılında başlayacak.

Bu noktada şehirlerden çekilecek olan Amerikan askerlerinin nerelerde toplanacağı sorusu akla geliyor. Öyle anlaşılıyor ki güvenlik anlaşması işgalcilerin Irak'ı en kısa zamanda terketmesini öngörmüyor, onların yerleşmesine hukuki zemin hazırlıyor. Bu yerleşme ise kurulacak ABD üsleri yoluyla sağlanacak. Bu üslerin nerelerde kurulacağı resmen açıklanmış olmamakla birlikte bir üssün Kuzey Irak'ta, diğerinin güneyde Basra bölgesinde, bir başkasının ise Bağdat civarında kurulacağı tahmin ediliyor.

Başka üsler de kurulacak mıdır? Bu üslerin fonksiyonu ne olacaktır? Üsler üzerinde Irak yönetiminin kontrolü söz konusu olacak mıdır? Bu soruların cevabı şimdilik bilinmiyor. Ancak, hemen söyleyebiliriz ki ABD üsler yoluyla bir yandan Irak'ta kontrolü elde tutmaya çalışırken öbür yandan İran üzerindeki emelleri doğrultusunda da bu üsleri kullanacağı kesindir. Bu bakımdan imzalanan güvenlik anlaşması çerçevesinde 2011 yılına kadar Irak'taki işgal güçlerinin tamamen çekileceği yönündeki haberler gerçeği yansıtmıyor. Dünya kamuoyu kandırılıyor.

Elbette bu üsler sadece işgal öncesi ve sonrası kendilerine destek veren Barzani ve ekibini korumayı hedeflediği gibi, Irak petrollerindeki ABD payını da gözetecektir. Çünkü, Amerika hangi ülkeye girdiyse o ülkenin zenginliklerine uzun vadeli el koymuştur. Hem de bu el koyuş imzalanan anlaşmalar yoluyla gerçekleştirilmiştir.

Körfez Savaşı'nın ardından Suudi Arabistan ve Kuveyt'e gelen Amerika o günden bugüne bu ülkelerin petrol gelirlerinin önemli bir bölümüne el koymaktadır. Adı da savaş tazminatı, bir diğer ifade ile Saddam'a karşı bu ülkeleri koruma bedelidir. Dolayısıyle benzer bir durumun Irak'ta da yaşanacağı kesindir.

Peki bu gerçekleri günlerden beri ABD-Irak arasında imzalanan ve adına da Güvenlik Anlaşması denilen metni sadece Amerikan askerlerinin Irak'ı 2 yılda terkedeceği şeklinde veren medya bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ama onların görevi ABD'nin işini kolaylaştırmak olduğu için işin sadece bir yönünü veriyorlar.
Bu anlaşmaya ABD'nin Irak'a kalıcı olarak yerleşmesini öngördüğü açısından baktığımızda gelecekte ülkemizi de ciddi gelişmeler bekliyor diyebiliriz. Kuzey Irak'taki oluşumun kalıcı hale getirilmesi gibi. Ya da Türkiye'nin federasyona zorlanması gibi. Bu ülkenin medyası önce kendi ülkemizin çıkarlarını gözeten yayın yapmak, insanımızı buna göre haberlerden haberdar etmesi gerekmez mi?